7226 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 1. MADDESİNİN ÇEK AÇISINDAN SONUÇLARI HAKKINDA
-HUKUK BÜLTENİ-
BÜLTEN TARİHİ: 02.05.2020
1. GİRİŞ
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan Şehri’nde ortaya çıkan ve Dünya genelinde birçok ülkeye yayılan Koronavirüs (COVID-19) bulaşıcı hastalığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel pandemi olarak ilan edilmiştir. 11.03.2020 tarihinde ülkemizde görülen ilk vakadan sonra sosyal ve ekonomik yaşamı etkileyen çeşitli hukuki ve idari tedbirler alınmaya ve uygulanmaya başlamıştır. Bu kapsamda alınan hukuki tedbirlerden biri de 7226 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” dur. Bu Kanunu’nun Geçici 1. Maddesi’nde Koronavirüs salgını sebebiyle bazı sürelerin durması düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, kapsamı maddede belirtilen süreler, 13.03.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30.04.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar duracaktır. Aynı zamanda ilgili madde hükmünde “Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.” denilerek Cumhurbaşkanı’nın bu süreyi altı ayı geçmemek koşuluyla uzatabileceği belirtilmiştir. 30.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı[1] ile sürelerin 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatıldığı belirtilmiştir. Tüm bunlarla birlikte 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin çekin ibraz süreleri bakımından da uygulama alanı bulup bulmayacağı tartışma konusu olmuştur.
2. GENEL OLARAK ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİ
Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 796/1 hükmünde “Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.” denilerek çekin ibrazı açısından on gün ve bir aylık süreler belirlenmiştir. TTK m. 796/2 hükmünde ise “Ödeneceği ülkeden başka bir ülkede düzenlenen çek, düzenlenme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. “ denilerek düzenleme yeri ile ödeme yeri farklı ülkeler olan çek açısından aynı kıtada veya farklı kıtalarda bulunma durumlarına göre bir ay ve üç aylık süreler belirlenmiştir.
TTK m. 795/1 hükmünde “ Çek görüldüğünde ödenir” denilerek çekin ibrazı ile birlikte ödenmesi gerektiği belirtilmiş olsa da Çek Kanunu (“ÇekK”) Geçici m. 3/5 hükmü gereği 31.12.2020 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. ÇekK kapsamındaki bu düzenleme ile birlikte çekin hamiline verildiği andan itibaren ibrazının mümkün olduğu kuralından vazgeçilmiştir. Bu bağlamda 7226 sayılı Kanun Geçici m. 1 hükmü ile getirilen sürelerin durması ile ilgili düzenlemenin çekte ibraz süresini durdurup durmadığının tespiti büyük önem taşımaktadır. Çekte ibraz sürelerine etkisi tartışma konusu olan 7226 Sayılı Kanun Geçici m. 1 hükmü şu şekildedir:
“(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler;… 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.”
3. 7226 SAYILI KANUN’UN ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİNİ DURDURDUĞU GÖRÜŞÜ
Bu görüşe göre 7226 Sayılı Kanun Geçici m. 1 hükmünün lafzı ve amacı, çekteki ibraz sürelerinin de bu düzenlemenin kapsamında olduğunu ortaya koymaktadır. Buna dayanarak olarak ise bizatihi maddede “hak düşürücü” sürelerden de bahsedilmiş olması, ibraz süresinin, zamanaşımı süreleri ile birlikte anılmış olması, dahası “bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler” in zikredilmiş olması gösterilmektedir[2]. Aynı zamanda madde hükmünün başında Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla” ifadesinin kullanılmış olması da bu sonucu değiştirmeyecektir. Zira maddede yalnızca usul hukuku ile ilgili süreler düzenlenmemekte, hüküm yargısal uygulamayı aşan, maddi hukukta karşılığı olan süreleri de kapsamına almaktadır. Bununla birlikte çekteki ibraz sürelerinin geçirilmesinin yargı alanında hak kaybına yol açacağına, hamilin bu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus özel takip usulüne başvuramayacağına, dahası karşılıksız çeke ilişkin özel hükümlerin de uygulanamayacağına da şüphe yoktur. Aynı zamanda sokağa çıkma yasağı kapsamında olan 65 yaş üstü, 20 yaş altı ve kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlar açısından TTK m. 811 kapsamında “mücbir sebep” meydana gelmiş ve TTK m. 811 hükmü ile salgın döneminde çıkarılan özel yasal düzenleme birlikte dikkate alındığında bu kişilerin hak kaybına uğraması engellenmiştir. Düzenleyen/borçluyu mücbir sebepten kaynaklı ödememe sebebiyle koruyan özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, söz konusu ibraz sürelerini durduran özel düzenleme, -bunu öngörüp öngörmediği net olmamakla birlikte- diğer taraftan çek borçlularını da korumuş ve ödeme noktasında onlara –üstelik de faizsiz- zaman kazandırmıştır.
Sonuç olarak bu görüşün kabulü halinde 13.03.2020-15.06.2020 tarihleri arasında çekin bankaya ibrazı geçersiz olacaktır. Böylelikle muhatap banka, düzenleyenin hesabında karşılık olsa ve çek, ödeme talebi ile yetkili/meşru hamil tarafından kendilerine sunulsa bile geçersiz bir ibrazın varlığı karşısında çek bedelini ödememek ve çeki aynen hamile iade etmek zorunda olacaktır. Banka, hesapta karşılık yoksa da çekin arkasına karşılıksızlık şerhini yazamayacak, ödenmesi zorunlu asgari tutarın (2.225.-TL) (ÇekK m. 3/3) ödemesini gerçekleştiremeyeceklerdir[3]. Muhatap bankanın buna aykırı davranışı, onu, düzenleyene karşı sorumlu hâle getirecektir. Yine kıymetli evrak hukukunun ibraz için öngördüğü sonuçlardan ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerini doğurması (TTK m. 793/1), düzenleyenin çekten cayması (TTK m. 799), hamilin başvuru hakkının doğması (TTK m. 808 vd.) gibi hususlar gerçekleşmeyecektir[4].
Çek ibraz sürelerinin durduğu görüşünün kabulü halinde sürelerin ne zaman başlayacağını açıklamak gerekecektir. Cumhurbaşkanı tarafından alınan kararla süreler 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatıldığından çekte ibraz süreleri 16.06.2020 tarihinde başlayacaktır. Ancak 7226 Sayılı Kanun Geçici m. 1 hükmü gereği durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacağından 13.03.2020 tarihi itibarıyla bitimine on beş günden daha az süre kalmış olan çek ibraz süreleri, 16.06.2020 tarihi itibari ile 15 gün uzamış sayılacak; 30.06.2020 tarihinde, mesai bitiminde sona erecektir. Öyleyse uygulamada genel itibarıyla karşılaşılan on günlük çek ibraz süresinin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi özelinde on beş güne uzadığı kabul edilecektir[5].
Yukarıda açıkladığımız görüş uyarınca bu durumun ticaret hayatının silsilesi içinde sorunlara gebe olduğu gerekçesiyle ÇekK m. 3/5 hükmünün ivedilikle yürürlükten kaldırılması önerilmektedir. Bu olasılıkta ÇekK m. 3/8’deki orijinal sisteme dönülmüş olacak ve 7226 sayılı Kanun Geçici m. 1 ile çekteki ibraz süreleri durmuş olsa da ibraz süresi öncesindeki/dışındaki ibraz geçersiz sayılmayacak, hesapta karşılık varsa bankanın ödeme yapma sorumluluğu söz konusu olacaktır.
4. 7226 SAYILI KANUN’UN ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİNİ DURDURMADIĞI GÖRÜŞÜ
Bu görüşe göre 7266 sayılı kanunun “amacı” nın düzenlemenin çekteki “ibraz sürelerini” de içermeye yönelik olduğu savına hiçbir şekilde hak verilemez[6]. Şöyle ki hükmün hemen ilk cümlesinde düzenlemenin amacını “yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi” şeklinde belirten ifadesi ve bu ifadeyle örtüşür şekilde Geçici m. 1’de düzenlenen tüm hususlar salgın hastalık dolayısıyla adli teşkilâtın sağlıklı çalışma imkânının bulunmaması gerekçesiyle ortaya çıkması mutlak veya muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlamaktır. Halbuki çekin ibrazı ve ödememe durumunun tespiti “adli teşkilâta/adli yollara” başvurulmak suretiyle kullanılabilecek bir hak değildir. Aynı zamanda çekteki ibraz sürelerinin teknik manada bir “hak düşürücü süre” olmasından ve Geçici m. 1’de de “hak düşürücü” sürelerden söz edilmesinden yola çıkılarak maddenin çekteki ibraz sürelerini kapsadığı sonucuna varılması da hiç sağlıklı bir yorum olamaz. Maddede dile getirilen “hak düşürücü süreler”, adli yollara başvurulmak suretiyle kullanılabilecek bazı hakların tâbi tutulduğu hak düşürücü sürelerdir. Tüm bunlarla birlikte çekteki “ibraz süreleri” nin uzamasına neden olacağı görüşü, maddenin özel hukukta kabul edilen hemen tüm süreler bakımından uygulama alanı bulmasını sonuçlar ki böyle bir düzenlemenin haklı bir temelinden de söz edilemez. Aynı zamanda 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi, düzenlemenin hemen ilk cümlesinde geçen “yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi” amacının da açıklıkla ortaya koyduğu üzere, salgın süresinde gerek idarenin engellemeye yönelik tasarrufları, gerek sağlık kaygıları nedeniyle alacağın tahsili için başvuruda gecikme ihtimali karşısında “alacaklıları” korumak için getirilmiş bir düzenlemedir, borçluları değil.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm gerekçelerden bağımsız olarak 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinin uygulanmasıyla çek ibraz sürelerinin Haziran ayına ötelendiği kabul edilirse, ÇekK Geçici m. 3/5 hükmü gereği sürelerin durduğu aralıkta yapılan ibrazların da geçersiz olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır[7]. Bu durum ise amacı Koronavirüs (COVID – 19) salgını süresince hak sahiplerinin kayba uğramamasını temin etmek olan düzenlemenin, tam ters sonuçlar doğurmasına, yani hak kayıpları yaratmasına sebep olabilecektir[8].
Sonuç olarak bu görüşün kabulü halinde 13.03.2020-15.06.2020 tarihleri arasında, çekin bankaya ibrazı geçerli olacaktır. Böylelikle muhatap banka, düzenleyenin hesabında karşılık olursa ve çek, ödeme talebi ile yetkili/meşru hamil tarafından kendilerine sunulursa gerekli ödemeyi yapacak ve düzenleyenin hesabında karşılık olmazsa çekin arkasına karşılıksızlık şerhini yazabilecektir. Burada belirtmek gerekir ki Resmî Gazete ‘de yayımlanan 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına karar verildiğinden, çekin karşılıksız çıkması durumunda icra takibi yapılması mümkün olmayacaktır[9].
5.SONUÇ
Koronavirüs salgını karşısında alınan hukuki tedbirlerden biri olarak karşımıza çıkan 7266 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Geçici m. 1 hükmünün çekte ibraz sürelerini de kapsayıp kapsamadığı tartışması güncel olarak devam etmektedir. Uygulamada ise muhatap bankalar tarafından çekte ibraz sürelerinin durmadığı görüşüne uygun olarak düzenleyenini hesabında karşılık varsa ibraz edilen çeklere dair ödemelerin yapıldığı, hesabında karşılık bulunmaması durumunda ise karşılıksızlık şerhi yazıldığı görülmektedir.
Saygılarımızla
Forensis Hukuk Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosuyla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.
[1] İlgili Cumhurbaşkanı Kararı için bkz. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/04/20200430-1.pdf
[2] Aktardığımız bu görüş Doç. Dr. Ali Paslı tarafından savunulmaktadır. Bkz. Ali Paslı, “COVID-19 Salgınının Çek Hukukuna Etkisi: Güncel Koşullar Sürerken Çek İbrazı Mümkün Müdür?” , http://www.ticaretkanunu.net/ali-pasli-covid-19-salgininin-cek-hukukuna-etkisi-guncel-kosullar-surerken-cek-ibrazi-mumkun-mudur/, (Erişim Tarihi: 01.05.2020); Ali Paslı, "Ek Açıklama: Çeklerin Pandemi Süresince İbrazının Devamına İlişkin Güncel Uygulamanın Eleştirisi” , http://www.ticaretkanunu.net/ali-pasli-ceklerin-pandemi-suresince-ibrazinin-devamina-iliskin-guncel-uygulamanin-elestirisi/
[3] Sarıkaya, Sinan, “7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Çeklerin İbrazı ve Karşılıksız Çek Suçuna Etkisi”, https://blog.lexpera.com.tr/7226-sayili-kanunun-ceklerin-ibrazi-ve-karsiliksiz-cek-sucuna-etkisi/, (Erişim Tarihi: 01.05.2020).
[4] Sarıkaya.
[5] Sarıkaya.
[6] Bu görüş ilk olarak Sarıkaya tarafından gündeme getirilmiştir. Çekte ibraz sürelerinin durmadığı görüşü Dr. Tamer Pekdinçer / Dr. Abdüssamet Yılmaz (7226 Sayılı Kanun Geçici 1. Maddesinin Çek Uygulamasına Etkisi Üzerine Bir İnceleme, https://blog.lexpera.com.tr/7226-sayili-kanunun-cek-uygulamasina-etkisi/) ile Dr. H. Ali Dural tarafından da savunulmaktadır. Bkz. COVID-19 Salgını Nedeniyle Yürürlüğe Giren 7226 Sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin Çek Açısından Sonuçları, https://blog.lexpera.com.tr/covid-19-salgini-nedeniyle-7226-sayili-kanunun-cek-acisindan-sonuclari/ (Erişim Tarihi: 01.05.2020). Takiben Alihan Aydın da çekte ibraz sürelerinin durmadığını savunmuştur; COVID-19 Salgını ve 7226 Sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesi Çekten Kaynaklanan Hukuki Sorumluluğun Şartlarını Değiştirmiş midir? , https://blog.lexpera.com.tr/covid-19-salgini-ve-7226-sayili-kanunun-gecici-1-maddesi-cekten-kaynaklanan-hukuki-sorumlulugun-sartlarini-degistirmis-midir/ (Erişim Tarihi: 01.05.2020).
[7] Sarıkaya.
[8] Sarıkaya.
[9] Sarıkaya.