devamı...
Rekabet Kurulu tarafından Türkiye’de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem yaptıkları tespit edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin (kısaca AYM) 26.07.2017 tarihli, 2016/191 E. ve 2017/131 K. sayılı kararı 10.10.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. AYM, "karşılıksız" işlemi sonrası, bu işlemin yapılmasına sebebiyet veren kişilere uygulanacak a
Dış kaynaklardan sermaye artırımı, büyümek isteyen şirketlerin başvurdukları ve şirketler hukukunda sık görülen işlemlerden biridir. Şirket sözleşmesinin değişikliği ve genel kurulda nitelikli nisaplarla onaylanması gereken bu işlem için, özellikle şirket
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı "Turkuaz Kart Yönetmeliği (TKY)" 14 Mart 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Turkuaz Kart sahibine Türkiye’de süresiz çalışma ve ikamet hakkı veren, yakınlar
Uluslararası İşgücü Kanunu m.10/V’e göre o Limited şirketlerin şirket ortağı olan müdürü, o Anonim şirketlerin şirket ortağı olan yönetim kurulu üyesi, o Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici olan komandite ortağı, olan yabancılar
Anayasa Mahkemesi ("AYM"), 28.12.2017 T., 2016/150 E., 2017/179 K. nolu kararı, 15 Şubat 2018 Tarihli ve 30333 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu karara göre tüketicilerden kayıp-kaçak bedeli tahsil edilmesi Anayasa’ya uygun bulunmuştur
22.05.2018 tarihli 30428 sayılı Resmi Gazete’de, 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na ("TİTRK") dayanılarak çıkarılan üç yönetmelikte değişiklik yapılmıştır.
Kayıp-kaçak davalarında, davayı kaybeden tüketiciler yargılama giderleri ile yüzleşme durumunda kalmaktadır. Yargıtay, son kararında tüketicileri koruyarak, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar vermiştir.
Mirasçılık belgesi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yoluyla alınabileceği gibi, artık noterlerden de alınabilmektedir. Bu imkan özellikle mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunmaması durumunda büyük bir kolaylık saplamaktadır.
Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik, 05.06.2018 Tarih ve 30442 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan yönetmelik ile halk arasında "emlakçılık" olarak bilinen faaliyetin yürütülmesinin, usul ve esasları belirlenmiş olmakta
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kısaca KVKK/Kanun), 7 Nisan 2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenme şartlarını, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel h
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kısaca "KVKK/Kanun") 7 Nisan 2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kişisel verilerin korunması mevzuatına uyum sağlanması için çok detaylı ve titiz bir çalışma yü
Sigorta poliçeleri kapsamında sigorta konusu hasar ortaya çıktığında (riziko gerçekleştiğinde) kural olarak ödemenin sigorta ettirene ödeme yapılması gerekmektedir. Ancak, poliçede lehtar veya dain-i mürtehin sıfatıyla başka bir kişi gösterilmişse, tazmi
Keşideci boş çek yapraklarının kaybettiği iddiası ile iptal davası açamayacak; mahkemeden borçlu olmadığının tespitini isteyebilecektir. Nitekim boş çek yaprakları TTK m. 780 uyarınca çekin zorunlu unsurlarını taşımadığından, çek ve dolayısıyla kıymetli e
In the consequence of increasing interest in herbal products, several regulations have been published on manufacturing, licensing, sale and supervision of these products. This memorandum is in reference to the traditional herbal medicinal product manufact
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın aldığı 29.06.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, 3095 sayılı Faiz Kanunu m. 2/II uyarınca ticari işlerde uygulanacak faiz oranı (avans faizi) %19.5 olarak belirlenmiştir.
İş Kanunu’nda düzenlenen bildirim sürelerine uymadan işi terkeden işçi ya da aynı şekilde işçinin işine son veren işveren, bu bildirim sürelerine ilişkin ücret tutarını tazminat olarak ödemek zorundadır. Fesih bildirimine ilişkin koşullara uyulmamas
Kanuna göre mal ve hizmetlerinizi tanıtmak, pazarlamak, işletmenizi tanıtmak ya da kutlama ve temenni gibi içeriklerle tanınırlığınızı artırmak amacıyla alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderdiğiniz ticari elektronik iletiler için alıcının kend
31 Ağustos 2018 Tarihli ve 30521 Sayılı Resmî Gazete ile ilan edildiği üzere Haksız Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde ("Yönetmelik") bir değişiklik gerçekleştirilerek "Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden
Ağustos-Eylül 2018’de dolar-euro kurunda %40-45’lere varan artış sonrası, dövize bağlı sözleşmelerde, döviz borçlusu taraf için çok ciddi bir maliyet artışı meydana gelmektedir. Hukukun böylesi durumlarda verdiği yanıt, "sözleşmenin uyarlanmas
05/09/2018 tarih ve tarihli ve 30526 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 04/09/2018 tarihli ve 62 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bu oran, kamu alacaklarında temerrüt faizi aylık % 2 ’ye çıkarılmış durumdadır. Gecikmenin 1 aydan kısa sürmesi
Bugünlerde mahkemelerin uygulamasına ve basına yansıyan haberlere göz atıldığında, mevcut ekonomik durum karşısında birçok firmanın konkordato başvurusu yaptığı veya geçici mühlet kararı aldığına rastlanılmaktadır. Bu nedenle konkordato hakkında sorular v
Uygulamada konkordato talep etmeyi düşünen borçluların konkordato başvurusunda ne kadar harcama yapacakları ve konkordato masrafları konusunda teredütler hasıl olmaktadır. Bu bilgi notu konkordatonun kanuni masrafları ile birlikte hazırlık sürecinde ortaya çıkabilecek masrafların belirtilmesi amacıyla kaleme alınmıştır.
Yeni hükümlerle beraber konkordatonun tasdik edilebilmesi için mühlet uzatılmış, asgari oranda ödeme teklifinden vazgeçilmiş, kanun yollarına başvuru imkânı sınırlandırılmış ve alacaklıların kabulü için gereken çoğunluk düşürülmüştür. Konkordatonun tasdiki yukarıda açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, kesin mühlette sonra gerekli şartların yerine getirilmesinin önemi haiz olduğu, söz konusu şartların kesin mühlet içinde gerçekleştirilmemesi halinde konkordato talebinin reddedileceği görülmektedir.
Bu çalışma kapsamında, üretilen enerjinin faturalandırılması, faturanın ödeme zamanı ve olası temerrüdün sonuçları ve tarafların hak ve yükümlülükleri özet olarak anlatılmaya çalışılacaktır.
İş hayatında işletmeler, bulunduğu durum gereği küçülme kararı alabilmekte, işletme ihtiyaçlarına göre organizasyon yapısı değiştirme kararı almakta ve bu kararın uygulanması için içinde işçi çıkarma dahil bir takım tedbirlere başvurulmaktadır. Bu kararların uygulanması aşamasında işe iade ve sair iş davaları ile karşılaşılmaması için bir takım şartlara riayet edilmesi gerekmektedir.
Anonim şirketlerde sermayenin korunması ilkesi benimsendiğinden, sermayenin belirli oranlarda kaybı halinde farklılaşacak şekilde, çeşitli işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Kira sözleşmelerinde, sözleşmenin hüküm ve şartları karşılıklı müzakere ve tarafların serbest iradeleri ile belirlemektedir. Ancak kanun koyucu genel olarak kiracıları korumak ve hakkaniyeti gözetmek adına bu kurala bir takım istisnalar getirmiş, bazı konularda kiracı aleyhine düzenleme yapılmasının önüne geçmiştir.
Meslek hastalığından bahsedilebilmesi için; sigortalı işçinin bedensel veya ruhsal (psikolojik) olarak özürlü duruma düşmesi, söz konusu özürlülük durumunun çalışılan işin sonucu olarak ortaya çıkması (uygun illiyet bağı) gerekir. Hastalığın yapılan işin sonucu olduğunun tespit edilmesi için Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü ("SSİT") (Resmî Gazete Tarihi: 22.06.1972 Sayısı: 14223) hükümleri dikkate alınmaktadır. Yargıtay’a göre, sigortalıdaki hastalık ile çalışılan işyeri ve oradaki çalışma koşulları arasındaki uygun neden-sonuç bağının varlığı SSİT ve buna ek liste çevresinde ve ge
Hukuk Genel Kurulu, 02.07.2019 tarihli, 12-760 E., 838 K. nolu kararında, ihalenin feshi istemli davada, asıl borçlu hakkında verilen iflasın ertelenmesi kararı sebebiyle, ipotek veren üçüncü kişiye karşı da takip yapılamayacağını, zira asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında mecburi takip arkadaşlığı bulunduğunu içtihat etmiştir.
Yapı denetim şirketleri hizmet bedelini tahsil edemedikleri takdirde alacaklarından kimin sorumlu olduğu hususunda güçlükler meydana gelmektedir. Bu sorunlar özellikle müteahhidin inşaatı tamamlamadığı veya yapı denetim hizmet bedelini ödemekten kaçındığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
İş güvencesi, işçiyi haksız yere işten çıkarılmaya karşı koruyan, kanunun getirdiği bir kavramdır. İş güvencesinden yararlanan işçilerin sözleşmeleri haksız yere feshedildiği takdirde onlara işe iade davası açma hakkı doğmaktadır. Ancak kanun, her işçiyi iş güvencesinden yararlandırmamakta, işveren vekilleri veya yardımcılarını bazı durumlarda güvence kapsamı dışında bırakmaktadır. İşveren vekili kavramının ise kanundakinden daha ayrıntılı bir tanımlamaya ihtiyacı olup, yazımızda Yargıtay kararları ışığında işveren vekili kavramı incelenecektir.
Vekilin görevini kötüye kullanarak yaptığı işlem, üçüncü kişinin durumu bilmiyor olması(iyi niyetli olması) halinde vekalet vereni bağlayacak, ancak aksi halde yani üçüncü kişinin vekil ile işbirliği içerisinde olması veya görevin kötüye kullanıldığını bilebilecek durumda olması ile vuku bulması halinde, vekalet vereni bağlamayacaktır.
Bir Aile/Şirket Anayasası hazırlanırken şu üç aşamanın takip edilmesi, kurulan yapı ile başarıya ulaşılması bakımında gereklidir. Bu aşamaların başında şirket ve ailenin bireysel anlamdaki ihtiyaçlarının belirlenmesi gelmektedir. Aile/Şirket Anayasaları, her bir aile ve şirket ilişkisine özgü olup, her ilişkinin kendi özelinde ele alınması gerekmektedir.
Haksız rekabet teşkil eden eylemler, pazarın ve rekabet ortamının işleyişini bozup, rakiplerin kendi emeklerinin çok üzerinde haksız kazanç sağlamalarına neden olduğu için yasaklanmaktadır. Zira düzgün işleyen bir rekabet ortamında herkesin, kendi sarf ettiği emeğinin karşılığını alması gerektiği kabul edilmektedir. TTK m. 54’te haksız rekabet hukukuna ilişkin genel nitelikte bir düzenleme yapılmış olup haksız rekabetin amacını ve ilkesini ortaya koymaktadır. TTK m. 55’te ise uygulamada sıklıkla karşılaşılan haksız rekabet halleri örnekseme yoluyla gösterilmektedir.
adi ortaklıkta ortaklar ortaklığın borçlarından (adi ortaklığın işçi borçları da dahil) müteselsil sorumludur. Alacaklı ortaklardan herhangi birinden alacağın tamamını tahsil etme hakkına sahiptir. Ödemeyi yapan ortak, diğer ortaklara, ortaklık sözleşmesindeki hükümlere göre rücu edecektir. Ortaklık sözleşmesinde hüküm yoksa genel kaidelere gere (kural olarak eşit sorumluluk gereği) rücu imkanı vardır.
Haklı nedenle feshe yol açan sataşma, söz veya fiili tecavüz anlamına gelen bir harekettir. Sataşma halinde işverenin haklı nedenle fesih yetkisine sahip olabilmesinde temel kriter; işyeri düzeninin olumsuz yönde etkilenmesi ve akdi ilişkinin devam etmesinin dürüstlük kuralları gereği çekilmez hale gelmesi olmalıdır.
Çin’de 2019 Aralık ayı itibariyle tespit edilen ve kısa sürede dünya geneline yayılan koronavirüs (COVID - 19), an itibariyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel pandemi, yani bütün kıtaları etkileyen ve tüm insanları tehdit eden bir salgın hastalık olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde idari otoritelerin aldıkları okulların tatil edilmesi, uçuşların yasaklanması, sınırların ve çeşitli işletmelerin kapatılması pek çok önlem karşısında, koronavirüs (COVID - 19) salgının mücbir sebep kavramı sözleşmelere etkisi hukuk dünyasını uzun süre meşgul edecektir.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan Covid-19 (Sars-cov-2) salgını nedeniyle birçok borç ilişkisi açısından gündeme gelen veya gelme ihtimali bulunan mücbir sebep (force majeur) kavramı 818 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda ("TBK") tanımlanmamış ve sonuçlarına ilişkin özel düzenlemeye yer verilmemiştir. Bununla birlikte, TBK’da farklı sözleşme tipleri içerisinde mücbir sebep kavramına yer verildiği ve buna birtakım sonuçlar bağlandığı görülmektedir. Öte yandan 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu m. 10 ve 6491 Sayılı Türk Petrol Kanunu m. 16 hükümlerinde mücbir sebep kavramı ayrı ayrı t
İş hukukunda feshin son çare olarak düşünülmesine karşılık; Dünya çapında etkili olan küresel ekonomik krizler, küresel salgın hastalıklar çalışma düzenini ciddi boyutta etkileyebilmektedir. Bu bağlamda İş Kanunu ile kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneğine ilişkin düzenlemelerle bu zorlayıcı sebepler için güvence getirilmeye çalışılmıştır. Böylece kısa çalışma ile faaliyetler tamamen durduğu takdirde iş sözleşmesi askıya alınmış olacaktır. Her ne kadar kısa çalışma ödeneğinin düşük olduğu açıksa da bu dönemde belirli bir ödeme sağlanarak işçilerin de mağduriyetinin önüne geçilmeye çalışılmakta
Bu Bültende Koronavirüs’ün iş hukuku anlamında etkilerinin; işyerinde faaliyetin ve/veya hizmetin alınacak idari kararla durması ve/veya olağanüstü koşullara bağlı olarak önemli ölçüde azlaması hallerinde alınabilecek kararlar ve/veya tedbirler, Genelge’nin kapsamı ve neticesinde iş hukuku anlamında doğurabileceği sonuçların irdelendiği görüşümüz aşağıda bilgi ve değerlendirmelerinize sunulmaktadır.
22.03.2020 tarihli ve 31076 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan 2279 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’na göre nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve (icra) takip işlemlerinin yapılmamasına yeni icra ve iflas takiplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir. İlgili karar yayım tarihi olan 22.03.2020 tarihinden itibaren geçerlidir ve 30.04.2020 tarihine kadar yürürlükte kalacaktır. Yani 30 Nisan 2020 tarihine
Foreigners entering with their valid passports or with the document replacing the passport may stay in Turkey during the visa or visa exemption applied to the country of origin. However, foreigners wishing to stay in Turkey more than the visa period, visa exemption period or more than 90 days are required to obtain a residence permit in accordance with Foreigners and International Protection Law No. 6458. Foreigners who want to reside in Turkey, may make the residence permit application from outside Turkey and from inside Turkey. The procedure of making an application changes according to the
According to the International Labour Act No. 6735, foreigners must obtain permission before starting to work in Turkey. Work permit can be for a period of time or indefinite, independent or exceptional. Foreigners with professional careers may be granted independent work permits provided that the special conditions specified in other laws are met and they would like to work on his/her behalf.
Koronavirüs salgınının işyeri kiraları üzerindeki etkisinin birden çok hukuki boyutu vardır ve idarece alınan tedbirlerin süresinin uzamasına ve/veya kapsamının genişletilmesine göre de yapılacak nitelendirmelerde değişiklikler meydana gelebilecektir. Tarafların başvurabilecekleri hukuki imkanlar tartışmaya açık olmakla birlikte, her somut olay özelinde değerlendirme yapılması ve salgının kira sözleşmesinin kapsamına etkisinin incelenmesi faydalı olacaktır. Zira her işyeri kira sözleşmesinde tarafların salgından etkilenme durumu aynı derecede olmayacaktır ve yeterince değerlendirilmeden hareke
Açılmış ve hâlen görülmekte olan davada, ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunduğu yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olduğu hâllerde açılabilen karşı davada (HMK m. 132), ileri sürülecek olan talep konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari dava ise, bu durumda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanır.
işçiye yıllık izin kullandırılması her ne kadar işverenin yönetim yetkisi kapsamında olsa da her işçinin özel olarak bilgilendirilmesini; tedbirler kapsamında başvurulabilecek diğer seçenekler hakkında değerlendirme yapmasına mümkünse imkan sunulmasını; özellikle işten erken ayrılması durumunda oluşabilecek sonuçlar hakkında el yazısıyla taahhütname alınmasını önermekteyiz. Ayrıca işyerinde kısa çalışma yapılması halinde kısa süreli çalışma sona erene kadar ücretli veya ücretsiz izin kullandırılamayacağı hususu göz önünde bulundurularak hareket edilmelidir.
COVID-19 Salgınının maaş haciz kesintilerine dolaylı olarak etkisi işçinin ücretsiz izne çıkarılması, istifa etmesi veyahut işten çıkarılması hallerinde ortaya çıkmaktadır. İşverenler tüm bu süreç boyunca faaliyetlerine ara verebileceğinden dolayı, işten çıkarılan, istifa eden veyahut ücretsiz izne çıkan işçiler bakımından 30.04.2020 tarihine kadar ödeme yapılmamasında sakınca bulunmamaktadır. Maaş haczi borçlu çalışanın çalıştığı süre boyunca geçerliliği olan bir haciz işlemidir. Borçlu çalışanların COVID-19 salgınından sonra çalışmaya devam etmesi halinde ise İşveren maaş haczi kesintisi yap
30 Nisan 2020 tarihine kadar kiracı hakkında kira alacağı ve tahliye talepli takip başlatılamayacak ve 30 Haziran 2020 tarihine kadar kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle ihtar çekilmiş olsa bile bu ihtar TBK md 352/2 ’deki sonuçları doğurarak tahliye davası açılamayacaktır. Ancak 30 Nisan tarihinden sonra takip başlatma yasağının uzatılmaması halinde tahliye talepli icra takibi başlatılabilecektir.
Yönetmelik’te yapılan geçici düzenlemeler 05/02/2020 tarihinden itibaren COVID-19 sebebiyle iptal edilen seyahatler için olmakla birlikte; belirli bir süre öngörülmemiş uçuş yasaklarının kalktığı dönem işaret edilmiştir. Seyahat kısıtlamalarının etkin olduğu süreç boyunca yukarıdaki açıklamalar geçerliliğini koruyacaktır ve hava taşıma işletmeleri için yasaklar kalktıktan sonra 2 ay ek bir muafiyet süresi öngörüldüğü göz önünde bulundurulmalıdır.
Koronavirüs salgınından bağımsız olarak, karşılıksız çek düzenleme suçuna verilen hapis cezalarının kaldırılması ülke gündemini uzun zamandır meşgul etmekte idi. Ancak karşılıksız çek düzenleme suçu ile ilgili yeni düzenleme koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında düzenleme yapan birçok hükmü bünyesinde barındıran 26 Mart 2020 tarih ve 31080 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ da düzenlenmiştir. Şüphesiz karşılıksız çek düzenleme suçu ile ilgili düzenlemenin koronavirüs salgını ve mevcut mahkumların cezaev
Konuya ilişkin temel mevzuat 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ve bu kanuna göre 30.04.2011 tarih ve 27920 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik’tir. 26 Mart 2020 tarihli ve 31080 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayınlanan 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 41. maddesi ile 4447 sayılı Kanun’ da birtakım geçici düzenlemeler yapılmıştır. İşbu hukuk bülteninde bu değişiklikler kapsamında açıklamalar yapılmaktadır.
COVID-19 virüsünün sebebiyet verdiği içinde bulunduğumuz bu ortamda sonradan ortaya çıkan ifa imkansızlığı nedeniyle artık yer sahibi organizasyon için yer temin borcundan kurtulmakla beraber organizasyon sahibi de sözleşmede üzerinde anlaşılan bedeli yer sahibine verme borcundan kurtulmuş olacaktır. Organizasyon sahibince sözleşmenin karşı tarafına daha evvel bir kısım ödeme yapılmışsa -bu ödemeler Bağlanma Parası adı altında yapılmışsa dahi- yer sahibi bu ödemeleri iade etmekle yükümlüdür ve yer sahibinin organizasyon sahibinden sözleşmede belirlenen bedelin kalan kısmının ödenmesini talep e
26 Mart 2020 Tarihli ve 31080 Sayılı Resmi Gazete ile 7226 Sayılı Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına karar verilmiştir. 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçiçi 1. Maddesi ile Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; adli sürelerin durdurulmasına karar verilmiştir. Bir takım istisnai süreler dışında tüm yasal süreler 30/04/2020 (Bu Tarih Dahil) tarihine kadar durdurulmuştur.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu 27.03.2020 tarihinde yayımladığı Kamuoyu Duyurusunda koronavirüs (COVID - 19) salgını ile mücadelede kişisel verilerin korunması mevzuatı kapsamında dikkat edilmesi gereken hususları belirlemiştir.
Bedelsiz senedi kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 156’da düzenlenmiştir. TCK sistematiğinde "mal varlığına karşı işlenen suçlar" bölümünde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçu senet borçlusu tarafından tamamen veya kısmen ödenmiş olan senedin alacaklı tarafından hukuka aykırı bir şekilde kullanılması ile oluşur. İlgili madde hükmünde yer alan "senet" ifadesi adi senet, poliçe, bono, çek başta olmak üzere tüm senetleri ifade etmektedir.
Following several government incentives, Turkey has become very attractive for foreign investors and there arises the question whether establishment of a company in Turkey is an easy process or not. Turkish Commercial Law has a system which allows foreign investors to have the same rights and liabilities with domestic investors. Under Turkish Commercial Code ("TCC"), foreign investors may establish any form of company prescribed by this law.
Organizasyon sahibi ile organizasyona elverişli alanı sözleşme hükümlerine uygun şekilde teslim etmeyi taahhüt eden karşı taraf arasında imzalanan sözleşmenin salgının ve oluşturacağı ortamın henüz öngörülemediği bir dönemde kurulmuş olması halinde, ülkemizde mevcut durumda bulunan salgın nedeniyle oluşan mücbir sebep sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkmış olacağından ’sonradan meydana gelen imkansızlık hali’ söz konusu olacaktır
Türk Hukukunda miras ilke olarak miras bırakanın ölümü ile kendiliğinden ve bütün olarak kazanılır. Mirasçının mirası edinmesi için kabul yönünde bir irade beyanında bulunması gerekmez. Bununla birlikte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda ("TMK") düzenlenen mirasın reddi müessesesi ile mirasın kendiliğinden kazanılmasını bertaraf etmek mümkündür. TMK m. 605/1 doğrultusunda herhangi bir irade beyanı ve talebi olmadan miras edinen yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Miras tıpkı bütün olarak kazanıldığı gibi, reddi de bütününü kapsayacak şekilde hüküm ifade edecektir. Yani mi
Ticaret hukuku bağlamında ortağın şirket alacaklılarına karşı herhangi bir sorumluluğu olmadığını söylemek mümkün olsa da doktrin aksi görüşlerin de olduğunu ve uygulamada farklı yargı kararlarının ve içtihat değişikliğinin karşımıza çıktığını görmekteyiz.
Tasarrufun iptali müessesesi, haciz işleminden ya da iflastan önceki dönemde yapılan ve esas itibariyle geçerli olan mal kaçırma işlemleri sayesinde borçlunun malvarlığından çıkan mallar sanki borçluya aitmiş gibi hareket edilerek alacaklıların alacaklarını tahsil edebilmelerini sağlayan dava hakkını düzenlemektedir.
’İzale-i Şuyu’ veya diğer adıyla ’Ortaklığın Giderilmesi’ davası paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son verilerek kişisel mülkiyete geçişi sağlayan bir dava türüdür. Yani bu davalar, birden çok kişinin birlikte malik bulundukları mal(lar) üzerindeki ortaklığın sona erdirilmesini ve böylece mülkiyet hakkı sahiplerinin kendilerine düşen kadar payda tek başlarına mülkiyet hakkı sahibi olmalarını sağlayan davalardır.
ilgili genelgeler ile nitelikleri belirtilen işçilerin sokağa çıkmamaları böylece işyerlerine de gitmemeleri gerekmektedir. Kanun işverene sadece bir hafta süre ile yarım ücret ödeme yükümlülüğü getirmiştir. Kanun bu bir haftanın sonunda işverene iş sözleşmesini feshetme hakkı tanımıştır. Bu halde işçi eğer koşulları varsa kıdem tazminatına ve işsizlik sigortasından sağlanan işsizlik ödeneğine hak kazanacaktır. İş sözleşmeleriyle ilgili takip edilecek adımlar belirlenirken; işverenlerin inisiyatifi ile yukarıda detaylı olarak belirtilen seçeneklerin "feshin son çare ilkesi"ne uygun şekilde değ
COVID-19 salgınının tamamen ortadan kalkmasının ardından ülkeyi bekleyen süreçte tahmin edilmektedir ki; işsiz sayısının arttığı bir ortamda işsizlere sağlanan imkanların neler olduğu, bu imkanlara kavuşma yöntemleri, imkanlardan yararlanma koşulları ülke gündemini bugün olduğundan daha çok meşgul edecektir. Bu yazımızda işsiz kalmış bir kişinin yararlanmasına sunulmuş olan ’İşsizlik Ödeneği’ ele alınacaktır. Sigortalı işsizlere yasada belirtilen şartları taşımaları halinde işsiz kaldıkları dönem için belirli süre ve miktarda ’İşsizlik Ödeneği’ ödemesi yapılmaktadır.
T.C. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nün tüm illere dağıtılmak üzere hazırladığı 03.04.2020 tarihli "Şehir Giriş/Çıkış Tebirleri ve Yaş Sınırlaması" konulu genelge kapsamında 01.01.2000 tarihinden sonra doğmuş olanların sokağa çıkmaları 03.04.2020 tarihi saat 24:00’den itibaren geçici olarak yasaklanmıştır. 05.04.2020 tarihinde ise ek genelge ile bu yasaklılık haline birtakım istisnalar getirilmiştir. Aşağıda öncelikle yasağa tabi olan işçiler için 03.04.2020 tarihli genelge kapsamında açıklamalar yapılacak olup, ardından sonraki tarihli ek genelge ile getirilen is
Şirketin ek tasfiyesi (ihyası), Yargıtay’ın içtihatlarla yarattığı, başta ticaret şirketleri olmak üzere tüm tüzel kişiler bakımından hukuka aykırı sona erme, tasfiye veya ilgili sicilden silinmenin söz konusu olduğu hallerde, dava yoluyla hukuka aykırılığın ileri sürülmesi ve tüzel kişiliğin tekrar tesis edilmesine yönelik bir kurumdur. Şirketin ek tasfiyesi (ihyası) kurumu hakkında 6762 sayılı mülga TTK döneminde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Uygulamadaki ihtiyaçların artması ve çok sayıda Yargıtay kararına konu olmasının ardından ise şu an yürürlükte bulunan TTK m. 547 h
İşbu yazımızda, koronavirüs tedbirlerden biri olarak gündeme gelen "Telafi Çalışması Yaptırılması" ile ilgili kanun koyucu tarafından yapılan düzenlemeler ele alınacaktır.
6735 sayılı kanun ile uluslararası iş gücüne ilişkin politikalar belirlenmiştir. Böylece yabancılara verilecek çalışma izni ve çalışma izni muafiyetlerine dair işlemlerde izlenilecek usul ve esaslar bu kanunla belirlenmiştir. Bu çalışmada 6735 sayılı kanun kapsamında çalışma izni bulunmayanların veya kanunda belirtilen muafiyet alabilecek kişilerden olup, bu muafiyeti almadığı halde çalışanların tespit edilmesi halinde bu kişileri çalıştıranlara uygulanacak yaptırım bu çalışmada inceleme konusu edilmektedir.
İşbu yazımızda, koronavirüs (COVID-19) salgını tedbirlerden biri olarak gündeme gelen "Ücretsiz İzin" uygulamasının doğum izninde olan işçiler açısından uygulanabilir olup olmadığı ele alınacaktır.
Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 5/A hükmünde düzenlenen "ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk kurumu" gereğince konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiştir, bir diğer ifade ile arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Getirilen düzenleme ile birlikte hangi davaların arabuluculuk kapsamında olduğu hususunda fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır.
When it is necessary to make a decision in terms of companies to be established, it is important which type of company is more advantageous in the legal frame. Since the most common types of capital companies in Turkey are Joint Stock and Limited Liability Companies, some of the similarities/differences and advantages/disadvantages of these companies will tried to be explained below within the context of Turkish Commercial Law.
İltibas; birbirine çok benzeyen iki şeyin karışması anlamına gelmektedir. Marka hukukunda iltibasa yol açmak kavramı ise tescilli marka ile karıştırılma ihtimaline sebebiyet vererek iki markanın birbirinden ayırt edilememesine neden olmaktır. İltibas yoluyla marka hakkına tecavüz hali SMK’nın 7/2-b maddesinde düzenlenmiştir.
25/1/2020 tarihli ve 31019 sayıl Resmî Gazete’de yayımlanan Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikte ("Yönetmelik") Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Türkiye’de enerji verimliliği alanında çok önemli adımlar atılmıştır. Bu noktada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ("Bakanlık") verimlilik arttırıcı projelere vereceği desteği arttırma yoluna gitmiştir. Bu bültende enerji verimliliği alanında atılan adımlar özetlenmeye çalışılacaktır.
Çağrısız genel kurul Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 416 ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik ("BTY") m. 12 hükümlerinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemelere göre bütün pay sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirle
Ortakların elbirliği mülkiyetinin son erme hallerinden biri olan "Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi" TMK’nın 644. maddesinde düzenlenmiştir. İşbu maddeye göre ellbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüşebilmesi için mirasçılardan birinin terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerinde elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüşmesi talebinde bulunması gerekmektedir.
Genel kurul toplantılarında bakanlık temsilcisi bulundurmak zorunda olan şirketler, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 32. maddesinde düzenlenmiştir.
Anonim şirketler faaliyet alanları itibari ile çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Anonim şirketler her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilmekle birlikte, belirlenen konunun ’kanunen yasaklanmamış olması’ şarttır. Dolayısıyla kanunen yasaklanmış bir konuda faaliyet göstermek üzere anonim şirket kurulması mümkün değildir.
Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 531 hükmünde ortaklığın haklı sebeplerle feshi kavramına yer verilmiştir. Eski TTK hükümlerine nazaran TTK’nun getirdiği en önemli yeniliklerden biri olarak nitelendirilen bu düzenlemeye göre haklı sebeplerin varlığı halinde mahkemece şirketin feshine karar verilebilmesi söz konusu olacaktır. Eski TTK hükümlerinde anonim şirketin sona erme sebepleri sayılmış ancak haklı sebeple fesih kavramına yer verilmemişti, bu sebeple böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktaydı. TTK’nun kabul edilmesiyle birlikte azınlık pay sahiplerine haklı sebeple fesih davası
kısa çalışma ödeneğinden yararlanılan dönemde işveren işçi çıkartmamalıdır. Ancak işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları bu kapsamda değildir; bu davranışların meydana gelmesi halinde İş Hukuku mevzuatına uygun şekilde davranmak şartıyla işçi çıkartılabilecektir. İşçinin istifa etmesi hali de yukarıda izah edildiği üzere; işveren tarafından yapılan bir çıkarma olmadığından ve geçerliliği için işverenin istifayı kabul etmesi gerekmediğinden yine işçi çıkarma yasağı kapsamında değerlendirilmeyecektir.
Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 365 hükmünde açıkça belirtildiği üzere anonim şirket kural olarak yönetim kurulu tarafından temsil edilir. Anonim şirketin temsil yetkisinin kullanılması, anonim şirket adına ve ticaret unvanı altında imzaya yetkili kişilerin imza atması suretiyle karşımıza çıkar. Anonim şirketin ticaret unvanı ile bu unvan altında imzaya yetkili kişilerin attıkları imza bir bütün olarak anonim şirketin imzasını meydana getirir[1]. TTK tarafından anonim şirketi temsil yetkisi yönetim kuruluna verilmekle beraber bu yetkinin nasıl kullanılacağına dair de düzenlemeler getirmiştir.
Tüketici, satın almış olduğu ürünün kendisine taahhüt edilen sürede, süre taahhüdü yoksa da otuz gün içerisinde ulaştırılmaması halinde sözleşmeyi feshedebilecektir. Bu durumda tüketicinin yapmış olduğu tüm masraflar kargo masrafları da dahil olmak üzere faiziyle birlikte kendisine ödenmelidir. Ayrıca satıcı aleyhine idari yaptırım gündeme gelecektir. Tüketicinin sözleşmeyi feshetme seçeneğinin yanı sıra sipariş kendisine teslim edilene dek herhangi bir sebep göstermeksizin cayma hakkı da bulunmaktadır.
Enerji performans sözleşmeleri enerji tasarrufu için masraf yapmak istemeyen ya da masraf yapacak ekonomik gücü olmayan kişi ya da kurumlar için bir çözüm önerisi sunmaktadır. Şirketler yapacakları olan bu sözleşme ile kasalarından hiç para harcamaksızın enerji tasarrufunu sağlayacak ve ileriye dönük olarak enerji için harcamak zorunda olduğu parayı harcamayacağı için israf edilen enerjiden kâr dahi elde edebilecektir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 636/3 hükmünde limited şirketin haklı sebeple feshi düzenlenmiştir. Limited şirketin haklı sebeple feshi ile ilgili düzenleme 6762 Sayılı Mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (ETTK) m. 551/2 hükmünde de yer almaktaydı. Eski düzenlemede "...Her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartıyla şirketten çıkmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talep edebilir" denilerek feshi talep edebilmek için varlığı koşul olarak aranan haklı sebebin tanımı yapılmamış ve belirlenmesi hâkimin takdir yetkisine bırakılmıştı. Türk Ticaret Kanunu m. 636/3 hükm
Herhangi bir endüstriyel işletmesi için üç yıl içerisinde enerji yoğunluğunu ortalama olarak en az yüzde on oranında azaltmayı taahhüt ederek Bakanlık ile gönüllü anlaşma yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiler, Bakanlığın internet sayfasında yayınlanan başvuru formu ile birlikte her yıl Mayıs ayında Bakanlığa başvurabileceklerdir.
Lisanssız güneş enerjisi santrallerinin gerek geçici kabulden önce gerekse geçici kabulden sonra kapasitelerinin artırılması mümkündür. Kapasite artırımında DC gücün artırılması söz konusu olacak, buna göre sisteme verilecek enerji miktarı artırılabilecektir. Kapasite artırımı için proje hazırlanması ve bu projenin onaylanması gerekmektedir. Özellikle geçici kabulü daha önce yapılmış tesisler açısından sahadaki mevcut ekipmanın kapasite artırımına uygun olup olmadığı da gözetilerek karar verilmesi gerekir.
Daha önce ihbar süresi tanınmış olsa bile sözleşmenin sona erdiği tarih kısa çalışma ödeneğinden yararlanılacak ise kısa çalışma ödeneğine başvurulduğu tarihten itibaren kısa çalışma döneminde feshedilemez. Kısa çalışma ödeneğine başvuru söz konusu olmasa bile 17 Nisan 2020 tarihinden sonra (haklı nedenle fesih ve istifa dışında) işçi çıkarılması mümkün değildir.
Marka hukuku kapsamında alınacak ihtiyati tedbir kararları marka hakkına sağladığı yarar ve hak kayıplarının önlenmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. SMK m.159 kapsamında talep edilen ihtiyati tedbirin mahkemelerce kolay ve çabuk bir şekilde verilmesi marka sahibine önemli bir hukuki koruma sağlamaktadır. Marka hakkı ihlal edilen hak sahiplerinin ihlali öğrenmesi ile atacakları ilk ve en önemli adım SMK m. 159 kapsamında ihtiyati tedbir kararı talep etmek olacaktır.
OSB ’ler içinde kural olarak güneş enerjisi santrali kurulması ve çatı ve cephe dışında kurulum mümkün değil iken; Yönetmelik ’te 16.04.2020 tarihinde yapılan değişiklik ile öz tüketim amacıyla OSB içinde yer alan işletmeler güneş enerjisi santrali kurabileceği gibi ilgili parsel alanının %25’ini geçmeyecek şekilde yerde de kurulum yapılabilecektir.
7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15 Nisan 2020 Tarih ve 31100 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Bu yazıda, adı geçen yasa ile 30.03.2020 tarihinden önce işlenmiş suçlar bakımından getirilen yenilikler kapsamında "Denetimli Serbestlik, Koşullu Salıverme ve İnfaz" müesseseleri ele alınmıştır.
12.10.2017 tarihinde kabul edilen 7036 sayılı "İş Mahkemeleri Kanunu" uyarınca bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvuru yapılması bir dava şartı olarak getirilmiş olup, başvuru şartı 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girerek uygulanmaya başlamıştır. İşbu yazımızda, alternatif uyuşmazlık yöntemlerinden biri olarak adlandırılan arabuluculuğun, iş yargılamasındaki süreci ele alınacaktır.
Marka hakkına tecavüz teşkil eden bu fiilleri gerçekleştirenler aleyhine marka hakkı sahibi tarafından maddi ve manevi tazminat davaları ile ayrıca itibar tazminatına ilişkin dava açılabilecektir. Marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerden kaynaklı oluşan zarardan dolayı, SMK m. 149/1/ç bendi gereğince marka hakkı sahibine maddi ve manevi zararın tazminini talep etme hakkı verilmiştir. SMK m. 149/1/ç bendi, "Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini." şeklinde düzenlenmiştir. Marka hakkı sahibi SMK m.150-151 çerçevesinde, marka hakkına tecavüzden dolayı zararın tazmini için
Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 122 hükmünde düzenlenen denkleştirme istemi TTK’ nun yürürlüğe girmesinin ardından hukuk sistemimize kanuni bir düzenleme olarak girmiştir. Yargıtay’ın hukuk sistemimize kazandırdığı "portföy tazminatı" kavramı yeni düzenleme ile birlikte "denkleştirme istemi" başlığı" ile kanuni bir karşılık bulmuştur
Kıdem tazminatı, bir işyerinde en az bir yıl süreyle çalışan işçinin iş akdinin belirli durumlarda sona ermesi halinde hizmet süresine göre giydirilmiş ücreti üzerinden hesaplanarak kendisine ödenen tazminattır. 4857 sayılı İş Kanunu 25134 sayılı ve 10.06.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir; ancak kıdem tazminatı hususunda 1475 sayılı İş Kanunu m. 14 ilga edilmemiş, buradaki durumlar saklı tutulmuştur. Dolayısıyla işçinin iş akdinin sona ermesi halinde kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı tespit edilirken; hem 4857 sayılı Kanun hem de 1475 sayılı Kanun m. 14 ka
Eser sözleşmesinde yüklenicin temerrüdü, eseri teslim borcunun muaccel olmasına rağmen yüklenici tarafından eserin tamamlanarak iş sahibine teslim edilmemesini ifade eder[1]. Yüklenicinin eseri teslim borcunu zamanında yerine getirmemesi halinde, yüklenicinin borçlu temerrüdüne düşmesine bağlı olarak Türk Borçlar Kanunu ("TBK") kapsamında düzenlenen borçlu temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır[2]. Yüklenicinin eseri teslim borcunu ifada temerrüde düşmesi için teslim tarihi gelmesine rağmen eseri yükümlülüklerine objektif olarak aykırı şekilde henüz tamamlamamış ya da tamamlanmış eseri h
2020 yılı Türkiye için enerji verimliliği alanında oldukça önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olmaktadır. 25 Ocak 2020 tarihinde Enerji Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikte yapılan değişiklikle, devletin enerji verimliliği yatırımlarına desteği artmıştır. Bu durum önümüzdeki süreçte Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı eliyle devletin enerji verimliliği piyasasına olan desteğinin artacağını göstermektedir. Bu yazıda henüz ülkemizde gelişmemiş olan ve enerji verimliliği yatırımlarının en gelişmişi olarak kabul edilebilecek enerji tedarik s
Covid-19 virüsü nedeniyle daralan ekonomide işverenler tarafından işçi çıkarmaların arttığı görülmektedir. Bu yazıda işçiler açısından, işveren tarafından işten çıkarılma veya haklı sebeple işçi tarafından sözleşmenin feshi halinde işçi hakları bakımından hem alt işveren konumundaki işverene hem de asıl işveren konumundaki işverene başvuru imkanı bulunup bulunmadığı, varsa işçinin bu hakkını nasıl kullanacağı, izlenmesi gereken yollar hukuki boyutu ile ele alınmıştır.
Covid-19 Salgını nedeniyle yaşanan gelişmelerin ve alınan tedbirlerin iş hayatına olan yansımalarını en aza indirebilmek amacıyla çeşitli tedbirler alınmakta, bu kapsamda işletmelere 3 ay anapara ve faiz ödemesiz, KGF kefaleti ile kredi sağlama imkanı getirilmektedir. Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredi Desteği hem işletmeleri hem de işçileri koruyan bir uygulama ile getirilmiş, bu kapsamda bu destekten faydalanmak isteyen işletmelerin kredi vadesi boyunca işçi sayılarında azaltmaya gitmemeleri bir ön koşul olarak getirilmiştir.
İşçi işveren ilişkileri Koronavirüs salgını (Covid-19) sürecinde en çok etkilenen ilişkilerden biridir. Her iki tarafın da menfaatlerinin gözetilebilmesi ve istihdamın devamlılığı için yakın zamanda birçok düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeler kapsamda yaklaşık 300 bin işveren 3 milyondan fazla işçi için kısa çalışma ödeneğine başvurmuştur. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunun geçici 23. maddesine göre işçinin kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için son 60 gün içinde hizmet akdi ile çalışmakta olması ve son üç yıl içinde en az 450 gün sigortalı olarak çalışmış olması gerekmektedir. D
7224 sayılı Kanun ile ile 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a ek 1. madde eklenmiş ve ’Cezai Hükümler’ başlıklı 18. maddede de ek 1. madde doğrultusunda değişiklik yapılmıştır. Yeni kanunla perakende ticaretin yeniden düzenlenmesi, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarını engellemeye yönelik düzenlemeler yapmak amaçlanmıştır. Bu yönde gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla ’Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’ düzenlenmiştir. Bu yazıda öncelikle haksız fiyat değe
Aile konutunun haczedilmez oluşu, İcra İflas Kanunu (İİK) m. 82 b. 12’de yer alan borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğine ilişkin hükme dayanmaktadır. Anayasa Mahkemesinin 2016/10454, 12.12.2019 tarihli kararı[1] ile, eşlerden birinin borcu nedeniyle aile konutunun haczedilemeyeceğine ilişkin olarak diğer eşin de şikâyet hakkının olduğuna karar vermiştir. Buna göre borçlu eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde, haczedilen konut aynı zamanda İİK m. 82 b. 12 anlamında, borçlunun haline münasip evi ise, borçlu ve ailesi özellikle de borçlunun eşi tarafından da
Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu Türk Ceza Kanunu ("TCK") m. 209 hükmünde düzenlenmiştir. TCK sistematiğinde "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmın, "Kamu Güvenine Karşı Suçlar" başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenen açığa imzanın kötüye kullanılması suçu belgede sahtecilik suçlarının bir türü olarak düşünülmüştür. TCK m. 209 hükmü ile açığa imzanın kötüye kullanılması başlığı altında iki farklı suç tipi düzenlenmiştir. Bunlardan ilki kötüye kullanmanın; "teslim edilen açığa imzalı kâğıt üzerinde işlenmesi" diğeri ise "hukuka aykırı olarak ele geçirilen veya elde bulundurulan açığ
Açılmış bulunan icra takip dosyasından alacaklı olarak vazgeçmek (feragat etmek) mümkündür. Borcun ödenmiş olması, borçlu ile anlaşma sağlanması gibi sebeplerle icra takibinden feragat edilebilecektir. Alacaklının icra takibinden feragat etmesi, asıl alacağından feragat etmesi anlamına gelmez. Alacaklı icra takip dosyasına, icra takibinden feragat ettiğini belirten bir dilekçe sunarak takipten feragat etmiş olacaktır. İcra takip dosyasına sunulan dilekçede açıkça alacaktan feragat edildiğine ilişkin bir beyanda bulunmadıkça icra takibinden feragat edilmiş olacaktır. İcra takibinden feragat ede
Kadının çocuğuna soyadını verme hakkını üç ana başlık altında inceleyeceğiz. Öncelikle ’evlilik birliği içinde doğan çocuğun soyadı" meselesine ardından "evlilik dışı doğan çocuğun soyadı" meselesine kısaca değinilecek, ardından "boşanmış eşler açısından kadının velayeti kendisine verilen çocuğa soyadını verme hakkı" meselesi detayları ile birlikte ele alınacaktır.
Koronavirüs Salgınına ilişin olarak işverenin öncelikle kanundan doğan yükümlülüklerini gerektiği şekilde yerine getirmesi, işin niteliğine uygun çeşitli önlemler alarak riski en aza indirmesi çok önemlidir. İşveren nezdinde çalışan işçinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle salgın hastalığa kapıldığının tespit edilmesi, iş kazası niteliğinde olabilecektir.
Anonim şirkette yönetim kurulu üyesinin şirketle işlem yapma yasağı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 395/1 hükmünde düzenlenmiştir. Madde hükmü gereği yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz.
Vatandaşların isim veyahut soy isim değişikliği yapmaları için esas olarak dava yoluna başvuru yapmaları gerekmektedir. İsim veyahut soy isim değiştirme hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı şahsi haklardandır. İsim veya soyadını değiştirmek isteyenlerin bu haklarını bizzat veya yasal vekili aracılığı ile kullanmaları gerekmektedir. Dava yoluna başvuru dışında son yıllarda yapılan yeni bir düzenleme ile bazı hallerle sınırlı olmak koşuluyla nüfus müdürlüklerine yapılacak başvuru ile de isim veya soy isim değişikliği yapılması mümkündür.
Ülkemizde gelinen noktada; Koronavirüs (COVID-19) Salgınının yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla, "Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair" Cumhurbaşkanı Kararı, 30.04.2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu itibarla daha önce alınan tedbirlerin 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar aynen uygulanmasına devam edilecektir.
Koronavirüs salgını karşısında alınan hukuki tedbirlerden biri olarak karşımıza çıkan 7266 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Geçici m. 1 hükmünün çekte ibraz sürelerini de kapsayıp kapsamadığı tartışması güncel olarak devam etmektedir.
Pay sahibinin şirkete borçlanma yasağı belirli koşulların varlığı halinde ortadan kalkabilmektedir. Bu koşulların varlığının incelenmesi ve pay sahibine borç verilmesine karar verilmesi hususunda yetkili organ ise yönetim kuruludur. Bu sebeple bu kararın hukuka aykırı bir şekilde verilmesi sonucunda pay sahibinin hem TTK hem TCK kapsamında sorumluluğu ortaya çıkabilmektedir. 6335 sayılı kanunla yapılan değişiklikler sonrasında şartları ve yaptırımları açısından değişikliklere uğrayan pay sahibinin şirkete borçlanma yasağı getiriliş amacı açısından "yönetim kurulu üyesinin şirkete borçlanma yas
İş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin Rekabet yasağı, TBK’nın 444-447 maddelerinde düzenlenmiştir. En genel anlamıyla rekabet yasağı işçinin işveren ile yaptığı iş sözleşmesi kapsamında, görev aldığı bölümde işverenin ticari sır niteliğinde olan bilgilerine ulaşabildiğinden ve/veya işi gereği öğrendiği bilgi ve belgeler bulunduğundan, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra, her türlü haksız rekabet ortamı yaratacak çalışmalarda bulunmayacağını kabul ve taahhüt etmesini ifade eder. Rekabet yasağı işverenin menfaatlerini korumalı ancak işçinin Anayasa kapsamında çalışma v
Belgede sahtecilik suçunun konusunu bir kambiyo senedinin oluşturması halinde Türk Ceza Kanunu ("TCK") uyarınca "resmi belgede sahtecilik suçu"na ilişkin hükümler uygulanır.
Bu Bülten’de de aile şirketlerinde aile mensupları arasındaki anlaşmazlıklar gibi çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilecek olan tıkanma veya kilitlenme (deadlock) olarak adlandırılan hallerde, aile anayasasının getireceği çözümler üzerinde duracağız.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ’nun ("TBK") Genel Hükümler kısmında 4. Bölüm Borç İlişkilerinde Özel Durumları incelemektedir. Bu bölümde bağlanma parası, cayma parası ve ceza koşulu (cezai şart) düzenlenmektedir. Bu çalışmada cayma parasına ve cayma parasından indirim (tenkis) yapılmasının mümkün olup olmadığına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmaktadır. Bu nedenle cayma parasının diğer hukuki düzenlemelerle ilişkisi gerekli olduğu ölçüde değerlendirilecektir.
6769 Sayılı SMK’dan önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile kötüniyetli tescil TMK m.2’ye dayanılarak bir hükümsüzlük nedeni sayılmaktaydı. 6769 Sayılı SMK ile bu durum açıkça kanunda düzenlenmiştir. SMK m. 6/9’da kötüniyetli tescilin nispi ret nedeni olarak sayılmıştır.
İşbu bilgi notunda genel anlamda "Yetki" kavramı, "Türk Mahkemelerinde Yetki Kavramı" ile Türk mahkemelerinin "Milletlerarası Yetkisi" kavramı irdelenecektir.
Anonim şirkette pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyelerinin şirkete borçlanma yasağı Türk Ticaret Kanunu m. 395/2 hükmünde düzenlenmiştir. Sermayenin (malvarlığının) korunması ilkesinin gereği olarak öngörülen şirkete borçlanma yasağı hükmü, aynı zamanda pay sahiplerinin şirketten borçlanmasını belirli şartlara bağlayan TTK m. 358 hükmünün tamamlayıcısıdır ve uygulamada sıkça rastlanılan kötüye kullanmaların engellenmesini amaçlamaktadır. TTK m. 395/2 hükmü 6335 sayılı "Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Da
Muris muvazaası, nispi muvazaanın bir türü olarak değerlendirilmektedir. Uygulamada da en çok rastlanılan muvazaa türü olan muris muvazaası miras bırakan tarafından mirasçılardan mal kaçırma kastı ile görünürdeki işlem ile gizli işlemin farklı olması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak uygulamada muris muvazaası hukuki sebebiyle açılan tapu iptali ve tescili davası ile mirasçılar tarafından ileri sürülen muris muvazaası kendine özgü yapısı ve uygulamada sık olarak karşılaşılması sebebi ile miras hukuku kapsamında önem teşkil etmektedir.
Belgede sahtecilik suçları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ("TCK") içerisinde ’Özel Hükümler’ başlıklı ikinci kitabın üçüncü kısmını oluşturan ’Topluma Karşı Suçlar’ kısmının dördüncü bölümü olarak düzenlenen ’Kamu Güvenine Karşı Suçlar’ başlığı altındaki 204. ve 212. maddeleri arasında düzenlenmiştir. İnceleme konumuz olan ’Resmi Belgede Sahtecilik’ suçu, düzenlendiği başlıktan da anlaşılacağı üzere fail tarafından işlenmesi halinde bir kişinin değil bütün toplumun mağdur olacağı bir suç tipidir. Nitekim bu suçu işleyen failler toplumun resmi bel
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, tespit edebildiğimiz kadarıyla ilk defa ticari uyuşmazlıkları konu alan menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuğa tabi olduğuna karar vermiştir. Karar, bundan sonraki uygulamanın şekillenmesi adına önem arz etmektedir.
Energy efficiency plays a high role in Turkey’s energy policies because it has financial, social and also environmental benefits. In accordance with national energy strategy objectives, several legal regulations have entered into force to encourage the companies and incentive steps have been taken respectively. The government is granting support to enhance the investment in energy efficiency field. Companies are motivated within the framework of energy efficiency by getting support financially. One of these steps is voluntary agreements which will be tried to be highlighted in this law
Karara konu olan olayda; yurt dışına veri aktarımına ilişkin önem taşıyan önemli bir karar niteliğindedir. Yurt dışına veri aktarımının özel koşullara tabi olması nedeniyle bu karar gelecekteki kararlara emsal teşkil edebilecektir. Yine halen korumaya sahip ülkelerin de henüz belirlenmemiş olması nedeniyle yurt dışına aktarım konusunda da mevzuata uygun şekilde alınacak açık rıza belirleyici olacaktır. Bundan sonraki süreçte, yurt dışına usulüne aykırı şekilde veri aktarılması halinde de para cezası uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Ticari hayatın ve teknolojinin hızla gelişim gösterdiği günümüzde mesafeli sözleşmeler ticaret hayatı açısından çok büyük önem teşkil etmektedir. Tüketiciler tarafından kullanımı da uygulamada her geçen gün fazlalaşan mesafeli sözleşmeler ile ilgili hükümler düzenlenirken cayma hakkına yer verilmiştir. Tüketiciye belirlenen süreler içerisinde hiçbir gerekçe göstermeden kullanabileceği cayma hakkı tanınmış ve bununla birlikte ispatı gibi diğer hususlarda da düzenlemeler tüketici lehine yapılarak tüketici menfaati korunmaya çalışmıştır.
Ticari hayatın ve teknolojinin hızla gelişim gösterdiği günümüzde mesafeli sözleşmeler ticaret hayatı açısından çok büyük önem teşkil etmektedir. TKHK kapsamında düzenlenen mesafeli sözleşmeler ile ilgili hükümler ile birlikte fiziki birliktelik olmadan yapılan sözleşmelerin hangi kurallara tabi olacağının düzenlendiğini ve tüketici menfaatinin ciddi ölçüde korunduğunu görmekteyiz. Özellikle ön bilgilendirme ve tüketiciye tanınan cayma hakkı ile birlikte tüketici menfaati ciddi ölçüde gözetilmiş, mesafeli satışın yapısı gereği tüketici aleyhine oluşabilecek durumlar önlenmeye çalıştır. Bu duru
Genel işlem koşulları, taraflardan biri tarafından hazırlanarak sadece hazırlayanın çıkarlarını korumaktadır. Sözleşmenin diğer tarafı çoğu zaman sözleşmede yer alan genel işlem koşullarının varlığından haberi dahi bulunmamakta ve sözleşme konusu hizmetten yararlanabilmek için sözleşmeyi kabul etmek zorunda kalmaktadır. Bu tip sözleşmelerde taraflar arasındaki dengenin korunması için birtakım yasal düzenlemeler getirilmiş ve standart sözleşmelerde yer alan GİK birtakım denetimlere tabi tutulmuştur.
Ticari defterlerin delil niteliği hukuk yargılamasında ve vergi yargılamasında farklılık arz etmektedir. İlgili hususlar yukarıda detayları ile birlikte ayrı başlıklar altında ele alınmıştır.
Son yıllarda döviz kurlarındaki değişim ülkemizin gündemini epeyce meşgul etmektedir. Döviz kurlarındaki artış ekonomik tedirginlikleri beraberinde getirmekte ve böylece gerek basında daha fazla haber konusu olmakta gerekse halk nezdinde özellikle sosyal platformlarda sıkça tartışmaya açılan bir konu haline gelmektedir.
Anonim şirkette denetim açısından temel düzenleme TTK m. 397/4 ve 397/5 hükümlerinde yapılmıştır. TTK m. 397/4 hükmünde "398 inci madde kapsamında denetime tabi olacak şirketler Cumhurbaşkanınca belirlenir." denilerek TTK’nIn "konu ve kapsam" başlıklı 398. maddesi vd. hükümlerinde düzenlenen bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin kapsamının Cumhurbaşkanı tarafından belirleneceği belirtilmiştir. TTK m. 397/5 hükmünde ise "Dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu f
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 97. maddesinde yapılan değişiklik ile, sigorta davalarında ve sigorta tahkim başvurularında sigortacı şirkete başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Değişiklik öncesinde, zarar gören sigorta şirketine başvuru yapmadan doğrudan dava açabiliyordu. Kanunda yapılan değişiklik ile zarar gören dava açmadan ve sigorta tahkim yoluna başvurmadan önce mutlaka sigorta şirketine yazılı başvuru yapacaktır.
Son yıllarda sıklıkla arsa payı ve arsa payının düzeltilmesi kavramları karşımıza çıkmaktadır. Özellikle kentsel dönüşüm süreçlerinde alınacak kararlarda 6302 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Düştürülmesi Hakkında Kanun (uygulamadaki adıyla Kentsel Dönüşüm Kanunu) kapsamında oy hakkının "sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu" ile alacağı karara bağlanmıştır. Bu nedenle özellikle kentsel dönüşüm kapsamına giren yapılarda alınacak kararlar açısından arsa payı önem kazanmaktadır.
Bu Bültenimizde sokağa çıkma yasağı ile ilgili sık sorulan sorulara verdiğimiz cevapları derledik.
Önödeme, uzlaşma kapsamı dışında kalan ve üst sınırı altı ayı geçmeyen hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlar bakımından uygulanan bir ceza hukuku kurumudur. Kişilerin uyuşmazlık konusu eyleminin mahkeme aşamasına getirilmeden çözümü noktasında getirdiği sürat, kişilerin cezaevlerinin olumsuz etkilerine maruz kalmalarını önlemesi gibi yönleriyle alternatif ve kanaatimizce yerinde bir çözüm yoludur.
14.05.2020 tarihli ve 31127 sayılı Resmi Gazete’de Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlanmış ve değişiklikler bu tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir (m. 7). Bu Bülten’de Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde yapılan bu değişiklikleri ele alacağız.
Vergi Tekniği Raporu tebliğ edilmeden mükellefin hakkında yapılan re’sen tarhiyatının ve/veya tesis edilen cezanın somut gerekçeleri hakkında yeterince bilgi sahibi olması beklenemez. Bu durum mükellefin anayasayla güvence altına alınan ve "tam ve eksiksiz" kullanılması gereken adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir.
Koronavirüs salgınının birçok faaliyeti etkilediği gibi Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 397 vd. hükümlerinde düzenlenen bağımsız denetim faaliyetlerini de etkilemesi kaçınılmazdır. Bu bağlamda Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ("KGK") tarafından Ülke genelinde sürdürülen bağımsız denetim faaliyetlerine ilişkin bir açıklama yayınlanmıştır. İlgili açıklamada "...yer alan açıklamalar talimattan ziyade rehberlik mahiyetinde olup, olaydan olaya farklılık gösterebilmektedir..." denilerek yapılan açıklamaların "talimat" niteliğinde olmadığı "rehberlik" mahiyetinde olduğu belirtilmi
İcra taahhüdü sözleşmesi, yasal şartlar çerçevesinde, borçlunun borcunu taksitler halinde ödemeyi kabul ettiği İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 111’e dayanan bir sözleşmedir. Alacaklı ile borçlu arasında imzalanan bu sözleşme ile borçlu hakkında yapılan icra takip işlemleri durmaktadır. Borçlunun taahhüt ettiği sürede ödeme yapmaması halinde İİK m. 340’ta düzenlenen taahhüdü ihlal suçu meydana gelmektedir. Bu yasal düzenleme ile, borçlu ödeme şartını yerine getirmediğinden tazyik hapsi ile karşı karşıya gelebilecektir.
Anonim şirketin kendi paylarını iktisap etmesi ve rehin alması Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 379 vd. hükümlerinde düzenleniştir. Yapılan değişiklikler ile birlikte Eski TTK ("eTTK") hükümlerine kıyasla anonim şirketin kendi paylarını iktisabı yasağı yumuşatılmıştır. TTK m. 379 hükmünde "Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez..." denilmektedir. Dikkat edilirse kanun koyucu bu düzenlemede payın ortaklık tarafından iktisabını tamamen yasaklamamakta, aksine sını
Hukuk Bültenimizde yer alan 20.04.2020 tarihli bilgi notumuzda "İş Hukukunda Arabuluculuk" tarafımızdan paylaşılmıştı. İşbu bilgi notunda da "Sigorta Davalarında Zorunlu Arabuluculuk" süreci ele alınacaktır.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; işveren ile işçi arasında sözleşmeyle kurulan iş ilişkisinin sona erme nedenlerinden biri de tarafların karşılıklı olarak anlaşmasıdır. Tarafların anlaşarak iş sözleşmesini sona erdirmesine "ikale" başka bir deyişle "Bozma Sözleşmesi" denilmektedir. İkalenin, geçerli ve hukuka uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Tarafların arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi veya belirsiz süreli iş sözleşmesi olması ikalenin geçerliliği açısından önem teşkil etmemektedir.
Güvenlik tedbirleri; kanunda öngörülen toplumsal savunma vasıtaları olup, toplum için tehlike oluşturan suçun işlenmesinden sonra hâkim tarafından hükmedilen yaptırımlardır. Tanımın içeriğinde de belirtildiği üzere; işbu tedbirlerin uygulanmasının dört şartı bulunmaktadır.
Azınlık hakları kavramı ile şirket sermayesinin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahiplerine tanınmış olan haklar ifade edilmektedir. TTK m. 411 hükmünde düzenlenen "genel kurulun azınlık tarafından toplantıya çağrılması" ve "genel kurul zaten toplanılacaksa azınlık tarafından gündeme madde ekletilmesi" kavramları da olumlu azınlık hakları kapsamında değerlendirilmektedir.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve Dünya genelinde birçok ülkeye yayılan Koronavirüs (COVID-19) bulaşıcı hastalığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel pandemi olarak ilan edilmiştir. 10 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de ilk vakanın tespit edilmesinin ardından sosyal ve ekonomik yaşamı etkileyen çeşitli tedbirler alınmaya ve uygulanmaya başlamıştır. Bu kapsamda yapılan düzenlemelerden biri de 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun&
Ticaret Bakanlığı tarafından, 15 Mayıs 2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile ’COVID-19 Salgını Nedeniyle Sözleşmenin Feshi’ başlıklı geçici madde eklenmiştir. Paket tur sözleşmelerinin COVID-19 Salgını nedeni ile iptal edilmesi üzerine önceden rezervasyon yaptıranların mevzuat hükümleri çerçevesinde ve son değişiklikler neticesinde nasıl bir yol izleyecekleri önem arz etmektedir.
TBK’nın kira sözleşmesine ilişkin hükümlerinin yürürlüğü, kiracısı tacir veya tüzel kişi olan işyeri kiraları bakımından 8 yıl süreyle ertelenmiştir. Bu hususta dayanak 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ("6217 sayılı kanun") eklenen geçici 2. maddedir.
Energy efficiency plays a high role in Turkey’s energy policies as we tried to highlight in our law bulletin about "State Sponsored Voluntary Agreements in Energy Efficiency"[1]. Another incentive by the government is EEIP which will be tried to be evaluated generally here in this bulletin. To use the energy efficiently; to prevent energy waste; to minimize losses and to maximize energy recovery therefore to decrease the energy costs on the economy, the government has been motivating the companies to implement projects and use new technologies. The idea behind implementing Energy Efficie
Sigortacılık kanunu kapsamında sigortalı, sigortadan menfaat sağlayan kişiler ve sigorta ettirerek riski üstlenen taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapabilir. Sigorta Tahkim Komisyonu önüne gelen uyuşmazlıkları mahkeme yoluna gitmeksizin kısa sürede çözerek taraflar için büyük avantaj sağlamaktadır. 5684 sayılı kanunun ’Sigortacılıkta Tahkim’ başlıklı 30. Maddesi komisyonun kuruluş amacı, görevleri, işleyişi ve tahkim usulünü belirlemektedir.
Finansal kiralama yoluyla devre mülk satın alınması için hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Devre mülk almak isteyenler açısından vergi avantajlarının olması cazip gelse de sözleşmede yer alacak çok yüksek temerrüt faiz oranlarının da mutlaka gözden geçirilerek hareket edilmesini tavsiye ediyoruz. Finansman açısından sıkıntı yaşamayacağından emin olan tüketiciler ve işletmeler için ise sağladığı avantajlar çok cazip gelmektedir. Son olarak finansal kiralama yoluyla devre mülk alımı yapacakların en çok dikkat etmesi gereken bir diğer nokta sözleşmenin TL cinsinden yapılması olacaktır.
Kambiyo senetlerinde tahrifat özet olarak, düzenlenmiş ve kambiyo senedi vasfı kazanmış bir senedin üzerinde haklı olmayan sebeplerle değişiklik yapılması halidir.
Kambiyo senetleri şekle sıkı sıkıya bağlı senetlerdir. Bu nedenle kambiyo senetleri için kanunda zorunlu bir takım unsurlar öngörülmüştür. Ancak senedin düzenlenmesi ve teslimi aşamasında tüm bu unsurları taşıması gerekmez. Örneğin ticari hayatta bedelin senet tanzim edildiği sırada belirsiz olması gibi durumlarda bedel kısmı boş bırakılarak senet düzenlenme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır ve bu şekilde senetler de hazırlanabilmektedir.
FORENSIS LAW FIRM EKİBİ OLARAK, AİLE VE ŞİRKET ANAYASASI, ENERJİ HUKUKU, KONKORDATO, TİCARET VE ŞİRKETLER HUKUKU, GAYRİMENKUL VE KENTSEL DÖNÜŞÜM HUKUKU, İŞ HUKUKU BAŞTA OLMAK ÜZERE HER TÜRLÜ HUKUKİ PROBLEMİNİZDE YANINIZDAYIZ.