AÇIK SENETLER HAKKINDA
-HUKUK BÜLTENİ-
BÜLTEN TARİHİ: 28.05.2020
1. GİRİŞ
Kambiyo senetleri borçlu tarafından düzenlenip imzalanan, imzalanmakla maddi bir yükümlülük altına girildiğini ifade eden, ticaret hayatının olağan akışı içinde önemli bir yere sahip, hukuksal bir işlemi saptayan belgelerdir. Bu senetlerde keşideci, senet bedelini bizzat ödemeyi veya bedelin başka bir şahıs tarafından ödeneceğini taahhüt eder[1].
Kambiyo senetleri şekle sıkı sıkıya bağlı senetlerdir. Bu nedenle kambiyo senetleri için kanunda zorunlu bir takım unsurlar öngörülmüştür. Ancak senedin düzenlenmesi ve teslimi aşamasında tüm bu unsurları taşıması gerekmez. Örneğin ticari hayatta bedelin senet tanzim edildiği sırada belirsiz olması gibi durumlarda bedel kısmı boş bırakılarak senet düzenlenme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır ve bu şekilde senetler de hazırlanabilmektedir.
2. AÇIK SENET ve AÇIK SENET ANLAŞMASI KAVRAMLARI
Kambiyo senetleri için kanunda zorunlu bir takım unsurlar öngörülmüştür. Ancak yukarıda da değinildiği üzere senedin düzenlenmesi ve teslimi aşamasında tüm bu unsurları taşıması gerekmez. Senet düzenlenip lehtara teslim edilirken bulunması zorunlu olan tek unsur imzadır, diğer unsurların sonradan tamamlanması üzerine bir anlaşma ile tanzim edilen bu gibi senet geçerliliğini koruyacaktır[2]. İşte böyle hazırlanmış senetlere açık senet, temeldeki senedin sonradan doldurulması anlaşmasına ise açık senet anlaşması denilmektedir[3]. Öyleyse, açık poliçe, verildiğinde şekil unsurları yönünden eksik olan ve bu eksikliklerin giderilmesi konusunda senedi veren tarafından, senedi alanın yetkili kılındığı bir poliçedir[4].
Şekil şartlarına ilişkin bütün unsurların, açık poliçeyi düzenleyen tarafından poliçe üzerine bizzat yazılması şart değildir; kanuni unsurların biri, birkaçı veya borçlunun imzası dışında hepsi dahi eksik olabilecektir[5]. Böylece, açık bırakılan kısımların, senedin sonraki hamilince tamamlanabilmesi imkanı yaratılmış olacaktır. Bu yolla hamil, senedin en erken ancak ibraz edildiği anda belirginleşecek unsurlarını senede yazabilecektir[6].
Açık senet anlaşmasının konusu, düzenleyen ile lehtar arasında senet düzenlendiği sırada eksik bulunan unsurların taraf iradelerine göre sonradan doldurulması hususudur. Bu anlaşma yazılı veya sözlü hatta zımni dahi olabilecektir[7]. Senedin doldurulması ile işlem geriye dönük olarak etki doğuracak ve unsurlardaki eksiklikler senedin düzenlenme anından itibaren ortadan kaldıracaktır[8].
Açık poliçedeki eksiklikler tamamlanmadıkça, ortada geçerli bir poliçe yoktur; ancak, boşluklar doldurulunca, geçerli bir poliçe gelişip ortaya çıkacaktır[9]. Eksik yerler doldurulunca, meydana çıkan poliçe, sanki başlangıçtan itibaren bu muhtevayla mevcutmuş gibi işlem görecektir[10].
3. AÇIK SENEDİN EKSİK SENET İLE FARKI ve AÇIK SENEDİN GEÇERLİLİĞİ MESELESİ
Kambiyo senetleri şekle sıkı sıkıya bağlı olduklarından, senette bir unsurun eksikliği kural olarak eksik senet sonucunu doğurur ve eksik senetler geçersizdir. İşte eksik senetle açık senet arasındaki ayrım burada ortaya çıkmaktadır. Nitekim açık senet, bu yöndeki açık senet anlaşmasına göre yapılır. Dolayısı ile eğer doldurma anlaşması mevcutsa açık senetten, yoksa eksik senetten bahsetmek gerekir[11]. Açık senetler geçerliliği kabul edilen senetlerken, eksik senetler ise ortada bir doldurma anlaşması bulunmadığından geçerli kabul edilemeyeceklerdir.
Burada belirtmek gerekir ki açık senedin en geç ödeme için ibrazı anında doldurulmuş olması gerekmektedir. Senet bu ana kadar doldurulmadığı takdirde artık bu senet bir ‘eksik senet’ olacaktır.
Unsurları tam bir senedin ilk tedavüle çıktığı anda eksik senet mi açık senet mi olduğu sorununun iyiniyetli üçüncü kişiler açısından bir etkisi bulunmamaktadır, nitekim unsurları başkası tarafından doldurulduktan sonra eksik bir senet devralınsa da iyiniyetli üçüncü kişiler açısından koruma söz konusu olacaktır[12].
Sonuç olarak; "açık poliçe" ile "eksik poliçe" birbiriyle karıştırılmamalıdır; bütün unsurlarının poliçe üzerine keşideci tarafından yazılmasına mecburiyet bulunmaması keyfiyetinden, keşidecinin yazmadığı, açık bıraktığı unsurların, senedi ele geçiren herkes tarafından doldurulabileceği yolunda bir sonuç çıkarmamak gerekir[13]. Başlangıçta, eksik poliçede de, açık poliçede de, bazı unsurlar eksiktir ancak açık poliçede, keşideci ile senedi elinde bulunduran arasında yapılan bir anlaşmayla, senette belirtilmeyen unsurların tamamlanması işi, senedin teslim edildiği şahsa bırakılmış iken eksik poliçede ise eksik unsurların poliçenin teslim edildiği kimse tarafından doldurulmasına imkan yoktur[14].
4. AÇIK SENEDİN ANLAŞMAYA UYGUN/AYKIRI DOLDURULMASI HALLERİ
Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 680’de açık poliçe şu şekilde hüküm altına alınmıştır: “Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez; meğerki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.”
TTK m. 680 hükmüne göre, senedin aradaki anlaşmaya uygun olarak doldurulması gerekmektedir. Anlaşmaya aykırı olarak veya yetkiyi aşarak senedin doldurulması durumunda, örneğin, anlaşılan meblağın üzerinde bir meblağın senede yazılması halinde, borçlu bedelin tamamı veya aşan kısım için bir defi hakkına sahip olacaktır (açık senet defi).
Kanunda açıkça ifade edildiği üzere, bahis konusu definin üçüncü kişi hamile karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisap veya ağır kusur mevcut olmalıdır. Dolayısı ile senedi devralan hamilin bir araştırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun bilinmesi kötüniyete, olağan özen ve dikkatin gösterilmesi halinde bilinecek durumda olması ise ağır kusura işaret eder[15]. Kanaatimizce, senedi devreden cirantanın mali durumu ile senet bedeli arasında büyük bir orantısızlık bulunması, cirantanın güvenilir olmayan birisi olarak tanınıyor olması gibi durumlar kişinin özenli davranması gerektiği durumlara örnek olarak gösterilebilecektir.
Sonuç olarak; açık poliçenin hamili, aldığı yetkiyle, bu senedi tamamlamak hakkını, "anlaşmada kararlaştırılmış bulunan zamanda ve şekilde" kullanmak zorundadır[16]. Senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususu, senedi eksik alıp, anlaşmaya aykırı dolduran şahsa karşı, borçlu tarafından dava ve defi yoluyla ileri sürülebilir; bu durumda, senet borçlusunun senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat etmesi gerekecektir[17].
Belirtmek gerekir ki başlık altında her ne kadar poliçe çerçevesinde konu ele alınmış ise de poliçeye uygulanacak işbu hükümlerin bono ve çekler için de uygulanacak hükümler olması nedeniyle bono ve çekler için ayrıca bir başlığa gerek duyulmamıştır. Nitekim bonolar açısından TTK m. 778’de “…f) Açık poliçeye dair 680 inci … madde hükümleri de bonolara uygulanır.” şeklinde ve çekler açısından TTK m. 818’de “Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da uygulanır: … c) Borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasına, yetkisiz imzaya, düzenleyenin sorumluluğuna ve açık poliçeye ait 677 ilâ 680 inci maddeler.” şeklinde bu husus açıkça düzenlenmiştir.
5. ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİA EDİLEN AÇIK SENET AÇISINDAN İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Açığa imza halinde böyle bir senedin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının iddia sahibi tarafından yazılı delille kanıtlanması gerekir[18]. Bu nedenle açığa imza (açık senet) uygulamasında borçlu sıfatına sahip kişilerin büyük bir özenle hareket etmeleri gerekmektedir.
SONUÇ
Kambiyo senetleri için kanunda zorunlu bir takım unsurlar öngörülmüştür. Ancak yukarıda da değinildiği üzere senedin düzenlenmesi ve teslimi aşamasında tüm bu unsurları taşıması gerekmemektedir.
Açık senet, bu yöndeki açık senet anlaşmasına göre keşide edilmektedir. Dolayısı ile eğer doldurma anlaşması mevcutsa açık senetten, böyle bir anlaşma yoksa eksik senetten bahsetmek gerekir.
TTK m. 680 hükmüne göre, açık senedin aradaki anlaşmaya uygun olarak doldurulması gerekmektedir. Anlaşmaya aykırı olarak veya yetkiyi aşarak senedin doldurulması durumunda, örneğin, anlaşılan meblağın üzerinde bir meblağın senede yazılması halinde, borçlu bedelin tamamı veya aşan kısım için bir defi hakkına sahip olacaktır. Bahis konusu definin üçüncü kişi hamile karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisap veya ağır kusur mevcut olmalıdır.
Saygılarımızla
Forensis Hukuk Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosuyla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.
[1] Erdoğan, Mehmet Şirin, “Kambiyo Senetlerinde İyiniyetli Hamilin Korunması”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 1999/2, s. 366.
[2] Sönmez, Numan Sabit, “Kambiyo Senetlerinde Şahsi Defiler”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2016, s. 71.
[3] Sönmez, s. 71.
[4] Öztan, Fırat, Kıymetli Evrak Hukuku, 17. Baskı, Ankara 2012, s. 92.
[5] Öztan, s. 92.
[6] Öztan, s. 92.
[7] Sönmez, s. 72.
[8] Sönmez, s. 72.
[9] Öztan, s. 92.
[10] Öztan, s. 92.
[11] Sönmez, s. 72.
[12] Sönmez, s. 72.
[13] Öztan, s. 92.
[14] Öztan, s. 92.
[15] Sönmez, s. 74.
[16] Öztan, s. 93.
[17] Öztan, s. 93.
[18] Bu yönde Yargıtay 19. HD 29.9.2015 tarihli E. 2015/8329 K. 2015/11520 sayılı kararı: “Dava, bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davaya konu bonoları imzalayıp boş olarak dava dışı ...'ne verdiğini, ancak bonoların lehdar hanesine davalının ismi yazılarak takibe girişildiğini ileri sürmüştür. Davalı ise, davaya konu bonoların anılan kooperatiften olan alacağına karşılık kendisine verildiğini, bu sebeple davanın reddi gerektiğini savunmuştur .6102 Sayılı TTK'nun 680.maddesine göre açığa senet düzenlenmesi mümkün olup, böyle bir senedin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerekir. Açığa imza atılmış boş senetler dava dışı kooperatife verilmiş olup, sonradan lehdar hanelerine davalının isminin yazılmış olması da belirtilen ilkenin geçerliliğini etkilemez. Somut olayda davacı, davaya konu bonoların aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille kanıtlayamamıştır. Aksine .. Noterliğinin 6.1.2012 tarihli ihtarnamesi içeriğinden davacının bu senetlerin davalıya verildiğini bildiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine dair hükmün onanması gerekirken ilamda yazılı sebeplerle bozulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.” (Kazancı, Erişim: 21.5.2020)