İNTERNET ÜZERİNDEN YAPILAN ALIŞVERİŞLERDE TESLİMAT SÜRESİNİN AŞILMASI
-HUKUK BÜLTENİ-
BÜLTEN TARİHİ: 16.04.2020
Ürün çeşitliliğinin çok olması, karşılaştırmalı fiyat analizlerinin rahatlıkla yapılabilmesi, indirimlerin kolaylıkla takip edilebilmesi, mağazalara bizzat gidip ürün arama derdinin ortadan kalkmasıyla zamandan ve eve teslimat yapılması sayesinde yoldan ve enerjiden tasarruf sağlaması gibi birçok ekonomik, sosyal ve psikolojik etkenle birlikte günümüzde internetten yapılan alışverişler önemli oranda artmıştır. Bu alışverişlerde yaşanan sorunlarla birlikte yasal reformlar yapılmış, iadelerin kolaylaştırılması, cayma hakkı gibi kurumların kanunla düzenlenmesiyle birlikte birçok sorun aşılmaya ve satıcıların inisiyatifine bırakılmadan ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden tüketici lehine iyileştirilmeye çalışılmaktadır. İnternetten alışveriş yapan tüketicilerin en çok karşılaştıkları sorunlar, ayıplı ürün gelmesi, satıcının iadede zorluk çıkarması ve teslimatın gecikmesi olarak sıralanabilir. Özellikle sosyal izolasyonun ve evde kalmanın hayati önem taşıdığı içinde bulunduğumuz Covid-19 salgını döneminde internet satışlarına ciddi bir yönelim olmuştur. Bu hukuk bülteninde yalnızca internetten yapılan mal alışverişlerinde teslimatın gecikmesi (kargonun geç gelmesi) durumunda tüketicinin elinde bulunan hukuki imkanlar değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Hukuki Düzenlemeler ve Yaptırım
İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde taraflar arasında mesafeli satış sözleşme kurulmaktadır. Yani satıcı ile tüketici karşı karşıya gelmemekte; taraflar internet sitesi üzerinden pazarlanan malların satışına ilişkin sözleşmeyi uzaktan iletişim araçları yoluyla kurmaktadırlar. Bu sebeple internetten yapılan satışlara ilişkin temel düzenlemeler 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“TKHK”) m. 48 ve 27 Kasım 2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (“Yönetmelik”)’dir.
İnternet üzerinden yapılan satışlarda TKHK m. 48/3 ve aynı doğrultudaki Yönetmelik m. 16/1 ve m. 16/2 gereği satıcı, tüketicinin siparişi kendisine ulaştığı andan itibaren taahhüt edilen süre içerisinde edimini yerine getirmelidir. Mal satışlarında bu süre her halükarda otuz günü geçemez. Yani internet sitesinde tüketiciye satın almış olduğu ürünün en geç yedi gün içerisinde kendisine teslim edileceği taahhüt edilmişse bu süre içinde kendisine teslimat yapılmak zorundadır. Kanun koyucu burada satıcıların bu süreyi tüketiciyi istismar eder şekilde kullanmasının önüne geçmek için; azami süre getirmiştir. Teslimat için vadedilen süre otuz günü geçemeyecektir. Bir internet sitesinden alışveriş yapıldığında satıcının ürün elli gün içerisinde teslim edilecektir diyebilme imkanı yoktur. Bu süre içinde tüketiciye teslimat yapılarak satıcı tarafından edim yerine getirilmezse tüketici sözleşmeyi feshedebilecektir. Yönetmelik m. 16/3 gereği; sözleşmenin feshi durumunda, satıcı varsa teslimat masrafları da dahil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri fesih bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren on dört gün içinde tüketiciye 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunu m. 1 kapsamında belirlenen kanuni faiziyle birlikte geri ödemek zorundadır.
Sözleşmenin feshinin yanı sıra satıcı aleyhine TKHK m. 77/1 doğrultusunda her bir işlem veya sözleşme için idari para cezası uygulanacaktır.
Sonuç olarak, tüketici, satın almış olduğu ürünün kendisine taahhüt edilen sürede, süre taahhüdü yoksa da otuz gün içerisinde ulaştırılmaması halinde sözleşmeyi feshedebilecektir. Bu durumda tüketicinin yapmış olduğu tüm masraflar kargo masrafları da dahil olmak üzere faiziyle birlikte kendisine ödenmelidir. Ayrıca satıcı aleyhine idari yaptırım gündeme gelecektir. Tüketicinin sözleşmeyi feshetme seçeneğinin yanı sıra sipariş kendisine teslim edilene dek herhangi bir sebep göstermeksizin cayma hakkı da bulunmaktadır. Cayma hakkının kullanılması halindeyse tüketicinin yapmış olduğu masraflar kendisine aynen iade edilecektir. Somut olayın koşulları saklı kalmak kaydıyla, içinde bulunduğumuz COVID-19 sürecinde kargo firmalarının yaşamış olduğu yoğunluklar sebebiyle teslimatların otuz günü aşmasının makul olduğu ve bu durumun öngörülmesi mümkün olmayan olağanüstü hal teşkil etmesi sebebiyle satıcı aleyhine idari yaptırım uygulanmaması gerektiği kanaatindeyiz. Yine aynı sebeple yukarıda izah edilen sözleşme fesih sürecinin işletilemeyeceği ve tüketici tarafından yalnızca cayma hakkının kullanılabileceğini söylemek mümkündür.
Saygılarımızla
Forensis Hukuk Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosuyla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.