ASIL BORÇLU HAKKINDA VERİLEN İFLAS ERTELEME KARARI SEBEBİYLE, İPOTEK VEREN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE KARŞI DA TAKİP YAPILAMAYACAĞINA İLİŞKİN HUKUK GENEL KURUL KARARI

Forensis Hukuk Konkordato, Enerji, Şirketler, Ticaret, Aile Anayasası, İcra-İflas, Gayrimenkul, İş Hukuku alanlarında uzman avukatlarla hizmetinizdedir.

 

 

ASIL BORÇLU HAKKINDA VERİLEN İFLAS ERTELEME KARARI SEBEBİYLE, İPOTEK VEREN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE KARŞI DA TAKİP YAPILAMAYACAĞINA İLİŞKİN HUKUK GENEL KURUL KARARI HAKKINDA

- HUKUK BÜLTENİ -

 

BÜLTEN TARİHİ: 08/08/2019

Hukuk Genel Kurulu, 02.07.2019 tarihli, 12-760 E., 838 K. nolu kararında, ihalenin feshi istemli davada, asıl borçlu hakkında verilen iflasın ertelenmesi kararı sebebiyle, ipotek veren üçüncü kişiye karşı da takip yapılamayacağını, zira asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında mecburi takip arkadaşlığı bulunduğunu içtihat etmiştir.

Karara göre, “İİK'nın 149/b maddesi gereğince asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararı, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğurur. İcra takibi sadece ipotek veren aleyhinde devam ederek ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemez. Yerel mahkemece Özel Daire bozma kararına uyularak asıl borçlunun ihalenin feshi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, İİK’nın 179/b-2 maddesindeki düzenlemenin, hakkından iflasın ertelenmesine karar verilen borçlunun malvarlığının korunmasının amaçlandığı, üçüncü kişiler tarafından verilen rehinlerin bu kapsama girmediği, TMK’nın 887. maddesi gereğince taşınmazın malikine ihbar zorunlu olduğundan icra takibinde zorunlu takip arkadaşlığının bulunduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde taşınma malikinin şahsen sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya da aykırıdır.”

İflas erteleme ile ilgili verilen bu kararın, şu anda bu kurumun yerini alan konkordato için de geçerli olup olmadığı tartışılabilir. Bu noktada, iflas ertelemede ilişkin mülga İİK m. 179/b-II hükmünün, konkordatoya ilişkin İİK m. 295’te de muhafaza edildiğine dikkat çekilmelidir. Hükme göre, “Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.” Yani konkordatoda da, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılması ve yürütülmesi mümkün iken, rehinli malın satışının gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Bu sebeple Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen ihalenin feshi istemli davada vardığı sonucun, konkordato süreci için de geçerli olduğu sonucuna varılması mümkün gözükmektedir.

Saygılarımızla

Forensis Hukuk Bürosu

 

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için Büromuzla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.

 

Bültene PDF formatında ulaşmak için tıklayınız...