KARŞI DAVALARIN ZORUNLU ARABULUCULUK KAPSAMINA GİRİP GİRMEDİĞİ

KARŞI DAVALARIN ZORUNLU ARABULUCULUK KAPSAMINA GİRİP GİRMEDİĞİ

KARŞI DAVALARIN ZORUNLU ARABULUCULUK KAPSAMINA GİRİP GİRMEDİĞİ HAKKINDA

-HUKUK BÜLTENİ-

 

                                               BÜLTEN TARİHİ: 25.03.2020      

 

Bilindiği üzere, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 20 inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Türk Ticaret Kanunu’nun Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.

Ticari davalar mutlak ve nisbi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, TTK’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında a ilâ f bentleri arasında sayılan hukuk davaları ve bazı özel kanunlarda sayılan ve ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava kabul edilen davaladdır.[1] Nisbi ticari davalar da bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan davalar olarak ikiye ayrılmaktadır.

Davalının aynı mahkemede ve aynı dosyada, kendi hakkının da hüküm altına alınmasını isteyerek davacıya yönelik bir dava açmasına karşı dava denir. Örneğin (A) ‘nın (B) ‘den 10.000 TL alacağı bulunduğunu ileri sürdüğü davaya cevap veren (B), (A) ‘ya borçlu olmadığını, bilakis kendisinin 5.000 TL alacaklı olduğunu ileri sürebilir. Bu durumda (B) ‘nin iddia ettiği alacağı alması için karşı dava açması gerekmektedir. Karşı davanın açılabilmesi için; asıl dava derdest olmalı, asıl dava ile karşı dava arasında bağlantı olmalı[2], asıl dava ile karşılık dava aynı yargı yoluna tabi olmalıdır.[3]

Açılmış ve hâlen görülmekte olan davada, ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunduğu yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olduğu hâllerde açılabilen karşı davada (HMK m. 132), ileri sürülecek olan talep konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari dava ise, bu durumda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanır.  Yani karşı dava açmak için de zorunlu arabuluculuğa başvurulması gerekmektedir. Karşı dava bağımsız bir davadır, dava şartları asıl dava ve karşı dava bakımından ayrı ayrı değerlendirilir. Asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz (HMK m. 134).

Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır (HMK m. 133/1). Burada önemle belirtmek gerekir ki arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede hak düşürücü süre işlemediği için (HMK m. 18A/15) ve sadece maddi hukuktaki değil, usul hukukundaki hak düşürücü süreler de işlemeyeceği için, esasa cevap süresi içinde arabuluculuk bürosuna başvurulmasıyla birlikte karşı dava açma süresi de duracaktır. Dolayısıyla arabuluculuk süreci tamamlandıktan sonra, esasa cevap süresi geçmiş olsa bile karşı dava ikame edilebilecektir.

 

Saygılarımızla

Forensis Hukuk Bürosu

 

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için Büromuzla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.

                                              

 

[1] Örneğin; Borçlar Kanunu’nda yer alan,  malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203 üncü maddelerinde düzenlenen uyuşmazlıklardan doğan davalar, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 inci maddelerinde düzenlenen uyuşmazlıklardan doğan davalar, yayım sözleşmesine dair 487 ilâ 501 inci maddelerinde düzenlenen uyuşmazlıklardan doğan davalar ve Fikrî Mülkiyet Hukukuna Dair Mevzuatla İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar gibi.

[2] Mesela (A), bir satım sözleşmesi nedeniyle (B) ‘den alacaklı olduğunu iddia ettiğinde, (B), bu sözleşme nedeniyle cezai şart alacağı bulunduğunu ileri sürerse her iki talep arasında aynı sözleşmeden doğdukları için bağlantı bulunduğu kabul edilir.

[3] Mesela, esas dava ticari satım sözleşmesine dayanıyorsa, dava görevli ticaret mahkemesinde açılacaktır. Buna karşılık karşı davadaki talep ilgili sözleşme kapsamında fikri hakların ihlal edilmesi ise karşı davada görevli mahkeme fikri haklar hukuk mahkemesi olacağından aynı yargı yoluna tabi olunmayacaktır.

Bültene PDF formatında ulaşmak için tıklayınız...