MARKA HUKUKUNDA İHTİYATİ TEDBİR UYGULAMASI

MARKA HUKUKUNDA İHTİYATİ TEDBİR UYGULAMASI

MARKA HUKUKUNDA İHTİYATİ TEDBİR UYGULAMASI HAKKINDA

-HUKUK BÜLTENİ-

                                               BÜLTEN TARİHİ: 17.04.2020

I. Giriş

İhtiyati tedbir talebi hukukumuzda genel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (“HMK”) düzenlenmiştir. Marka hukukunda tescilli markalar bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) m.159’da özel bir düzenleme yer almaktadır. SMK m.159/1; “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddede belirtildiği üzere dava açma hakkı olan kişiler, markanın ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek biçimde kullanıldığını veya bu tecavüz halinin gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla mahkemeden ihtiyati tedbir talep edebilecektir. Marka hakkına tecavüz halinde marka sahibi kişilerin yapacağı ilk ve en etkili talep ihtiyati tedbir talebidir. Tedbir talep eden taraf uyuşmazlık konusunun esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmelidir. Bu ispat şartını yerine getiren marka sahibi ihtiyati tedbir talebi ile açacağı veya açmış olduğu davada verilecek hükmün etkinliğini sağlamış olacaktır.[1] İhtiyati tedbir talebi dava ile yapılabileceği gibi dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra da yapılabilir. Zira ihtiyati tedbir talebi davadan ayrı olarak incelenmektedir.

II. İhtiyati Tedbir Kararı Verilmesinin Şartları

SMK m. 159’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin şartları düzenlenmemiştir. SMK m. 159/3’te “İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. HMK m.389’da ihtiyati tedbirin şartları belirtilmiştir. HMK hükümleri çerçevesinde SMK m.159’da düzenlenen ihtiyati tedbir talep edilmesinin şartları; ihtiyati tedbire esas olarak korunması gereken bir hakkın varlığı ve ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır.

 

            1. İhtiyati Tedbire Esas Teşkil Edecek Bir Hakkın Varlığı

İhtiyati tedbire dayanak teşkil edecek hakkın varlığının tespiti açısından tescil edilip edilmediğine bakılacaktır. SMK m.7’de; “Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.” marka hukukunun sağladığı korumanın markanın tescil edilmesiyle başladığı belirtilmiştir. Marka hukuku açısından koruma sağlayan ihtiyati tedbir de ancak markanın tescil edilmesiyle talep edilebilecektir.

2. İhtiyati Tedbir Sebebi

Mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, tedbir başvurusunda bulunan hak sahibinin dava sonuna kadar bekletilmesi halinde sağlanacak korumanın etkisinin azalabileceği veya ortadan kalkma tehlikesi bulunmalıdır. Kanunda tedbire konu bir hakkın varlığının yan sıra; hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkânsız hale gelme tehlikesi, gecikme halinde ciddi zararların ortaya çıkma tehlikesi gibi sebepler aranmıştır. Bu durum HMK m.389/1’de “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Tedbir talebinde bulunan tarafından bu sebeplerin varlığının delil ve emarelerle ispat edilmesi gerekmektedir. Geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbirin genel özelliği olarak yaklaşık ispat ölçüsü esas alınacaktır. Sebeplerin varlığına ilişkin vakıaların muhtemel olduğunun gösterilmesi yeterli olacaktır.

SMK m.159’da ihlal oluşturan davranışların gerçekleşmesi şart değildir. İhlale sebep olacak tehlikenin varlığı halinde de ihtiyati tedbir kararı alınabilir. Tedbir talebinde bulunanın ihlal oluşmasına sebep olacak ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmesi yeterlidir[2]. Mahkeme ihtiyati tedbir kararı verirken tarafların menfaat dengesini göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapacaktır. Bu değerlendirmede mahkeme; tarafların ihtiyaç duyduğu koruma, asıl davanın başarı şansı ve ihlal iddiasına ilişkin kusurun derecesini esas almalıdır.

İhtiyati tedbir talep edilmesi için gereken sebeplerin talep eden açısından zaman itibariyle bir an önce korunma ihtiyacı oluşmalıdır. Talepte bulunanın bekletilmesinde bir zarar ortaya çıkmayacaksa ve asıl davanın sonuçlanmasıyla da aynı şekilde koruma sağlanacaksa tedbir talebi reddedilebilecektir. İhtiyati tedbir kararı karşı tarafın menfaatleri gözetilmeden verilemez. Tedbir kararı verilmesi karşı tarafın ticari faaliyetlerini önemli ölçüde sınırlandıracaksa ve ticari faaliyetlerine aşırı şekilde zarar verecekse ihtiyati tedbir kararı verilmemesi gerekmektedir. Hâkim ihtiyati tedbir kararı verirken her olayın özelliğine göre bir değerlendirme yaparak karar verecektir.

III. Marka Hukuku Bakımından İhtiyati Tedbir Kararının Kapsamı

Marka hukuku kapsamında verilecek ihtiyati tedbir kararlarının neler olduğu SMK m.159/2’de belirtilmiştir. Kanunda belirtilen bu tedbirler sınırlı sayıda olmayıp örnek teşkil etmektedir. Kanun koyucu ihtiyati tedbirlerin özellikle saydığı tedbirler olması açısından örneklendirme yoluna gitmiştir. SMK m. 159/2; “İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddede sayılan haller dışında, ihlal oluşturan içerik çıkarılıncaya kadar internet sitesine erişimin engellenmesi, ihlale sebebiyet veren alan adı nedeniyle siteye erişimin durdurulması ile alan adını kullanmasının yasaklanması şeklinde ihtiyati tedbir kararlarının verilmesi de mümkündür.

SMK m.159/2/c bendindeki; herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesine ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararında, HMK’daki klasik tedbirden farklı olarak teminat tedbir talebinde bulunan tarafından değil, karşı tarafça yatırılmaktadır. Kanun koyucu bu hükümle, karşı tarafın, tedbir talebine başvuranın olası zararlarının önüne geçmek için teminat yatırmasını düzenlemiştir. Bu yönde verilecek bir ihtiyati tedbir kararı ile karşı tarafın marka hakkına tecavüz teşkil eden ürünlerinin toplatılması, el koyulması ve yediemine verilmesi yerine yatırılacak teminat karşılığında ürünlerin karşı tarafta bırakılması mümkün olmaktadır. Taraflar arasındaki menfaat dengesi gözetildiğinde bu tedbir yöntemi karşı taraf lehine de uygun olmaktadır. Marka hukuku uygulamasında ‘ters teminat tedbiri’ olarak adlandırılan bu ihtiyati tedbire sıkça başvurulduğu görülmektedir.[3] İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/191 E., 2019/279 K. ve 08/02/2019 tarihli kararında[4], davacının zarara uğrama ihtimaline binaen ters tedbir kararı verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Kanunda sayılanlar dışında, markaya ait ürünlerin internet üzerinden satışının önlenmesi veya marka satışının yapıldığı internet sitesine Türkiye’den erişimin engellenmesi şeklinde ihtiyati tedbir kararlarının alınması da mümkündür. Sahte ve taklit ürünlerin asıl markaya ait ürünler gibi internetten satılması önlenerek ve satışın yapıldığı siteye erişim engeli konulması şeklindeki alınacak bu tedbirlerle marka hakkı sahibi korunacaktır. Alınacak bu tedbirlerle internet üzerinden satışı gerçekleştiren satıcıya belli bir sürede, ürünün internet üzerinden satışının durdurulması ve sahte ürünlerin tanıtımının kaldırılması talep edilebilecektir. Verilen ihtiyati tedbir kararına uyulmaması halinde satışı gerçekleştiren site sahibinin hukuki ve cezai sorumluluğu doğacaktır. Tedbir kararına uyulmaması halinde HMK m.398’de düzenlenen ‘Tedbire Muhalefet Suçu’ oluşacaktır. HMK m.398 hükmüne göre, mahkemece verilen bir tedbir kararına uymayan ve karşı gelen kimse hakkında 1 aydan 6 aya kadar disiplin hapis cezası verilecektir.

Mahkemece verilecek ihtiyati tedbir kararları, ‘ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir’ niteliği taşıyorsa hukuka aykırı olacaktır. Bu durum, HMK m.389’da düzenlenen “…sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği” koşuluna aykırılık teşkil edecektir. Yüksek mahkeme kararları da bu yönde olup bu gibi ihtiyati tedbir taleplerinin herhangi bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde reddi gerekmektedir.[5]

İhtiyati tedbir talebi karşı taraf dışında taraf olmayan üçüncü kişiler hakkında da uygulanabilir. Üçüncü kişilerin taklit malları ellerinde bulundurma sebeplerinin ticari amaçlı olduğu öne sürülse dahi, ihtiyati tedbir kararı ile bu mallara da el konulacaktır. Zira üçüncü kişilerin iyiniyetli olup olmamalarının taklit mallara ihtiyati tedbir kararı ile el konulmasına bir etkisi bulunmamaktadır.

Hukuk yargılamasında yer alan HMK’daki ihtiyati tedbir kararlarının aksine marka hukuku kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı daha kolay ve çabuk verilmektedir. Bazı hallerde haksız ihtiyati tedbir sebebiyle karşı tarafın maddi ve manevi zararları oluşabilmektedir. Bu tür haksız ihtiyati tedbir kararı talep edilmesi ve uygulanması neticesinde tedbir talep eden ve tedbir uygulayanın sorumluluğu ortaya çıkacaktır. Yargıtay 2008 yılında verdiği SONY-ALTINBAŞAK kararında[6], gümrükte taklit mal olması sebebiyle ithalatın durdurulması kararı alınarak SONY marka mallara el konularak gümrükte bekletilmiş, yargılama sonucunda malların taklit değil orijinal ürün olduğu tespit edilmiştir. Hakkında haksız ihtiyati tedbir uygulanan ithalatçı firma, maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Yargıtay sadece maddi tazminata hükmeden yerel mahkeme kararını bozarak bu eylemin BK m.49’daki şartları taşıması sebebiyle davacı tarafın manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğuna hükmetmiştir.

IV. İhtiyati Tedbir Kararı Vermeye Yetkili ve Görevli Mahkeme

1. Görevli Mahkeme

SMK m.159’a göre ihtiyati tedbir kararı vermeye hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğu hususu, SMK m.159’da düzenlenmiştir. SMK m.159/1’e göre ihtiyati tedbir kararı verecek olan görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’dir. Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemesi kurulmamış olan yerlerde ihtiyati tedbir kararı vermeye görevli mahkeme, o yer Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

2. Yetkili Mahkeme

Marka hakkı sahibinin üçüncü kişiler aleyhine ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu hallerde, yetkili mahkeme, talepte bulunanın yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir. Talepte bulunanın Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde yetkili mahkeme, sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine başvurulacak ihtiyati tedbir taleplerinde karar vermeye yetkili mahkeme, karşı tarafın yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.

V. Sonuç ve Değerlendirme

İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın yanı sıra bir ihtiyati tedbir sebebinin de bulunması gerekmektedir. Tedbir sebebinin varlığı yaklaşık olarak ispat edilerek hakkın yerine getirilmesinin imkânsızlaşabileceği veya çok zorlaşabileceği objektif olarak ortaya konulmalıdır. Marka hukuku kapsamında alınacak ihtiyati tedbir kararları marka hakkına sağladığı yarar ve hak kayıplarının önlenmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. SMK m.159 kapsamında talep edilen ihtiyati tedbirin mahkemelerce kolay ve çabuk bir şekilde verilmesi marka sahibine önemli bir hukuki koruma sağlamaktadır. Marka hakkı ihlal edilen hak sahiplerinin ihlali öğrenmesi ile atacakları ilk ve en önemli adım SMK m. 159 kapsamında ihtiyati tedbir kararı talep etmek olacaktır.

Saygılarımızla

Forensis Hukuk Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosu ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.                                    .


[1] Çolak, Uğur, Türk Marka Hukuku, İstanbul 2018, s. 831.

[2] Erdoğan, Ersin, “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Çerçevesinde Patent Hakları Açısından Öngörülen İhtiyati Tedbirlere İlişkin Bazı Düşünceler”, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, C.3, Sayı 1, 2017, s. 54.

[3] Çolak, s. 835-836.

[4] Kararın tam metni için bkz: http://www.kazanci.com.

[5] 11. HD. 24.04.2012 T., 2011/15388 E., 2012/6651 K. (Çolak, s. 837.)

[6] 11. HD. 29.02.2008 T., 2006/9486 E., 2008/1161 K. (Çolak, s. 842.)