SİGORTA ŞİRKETİNE BAŞVURU ZORUNLULUĞU HAKKINDA
-HUKUK BÜLTENİ-
BÜLTEN TARİHİ: 13.05.2020
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 97. maddesinde yapılan değişiklik ile, sigorta davalarında ve sigorta tahkim başvurularında sigortacı şirkete başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Değişiklik öncesinde, zarar gören sigorta şirketine başvuru yapmadan doğrudan dava açabiliyordu. Kanunda yapılan değişiklik ile zarar gören dava açmadan ve sigorta tahkim yoluna başvurmadan önce mutlaka sigorta şirketine yazılı başvuru yapacaktır.
Söz konusu değişiklik 14.04.2016 tarihinde kabul edilen 6704 Sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılmıştır. Değişiklik sonunda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere, sigorta şirketine başvuru zorunluluğu sadece sigorta davaları için değil Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılacak başvurular açısından da geçerlidir. Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılacak başvurularda Sigorta Genel Şartlarında belirtilen evrakların eklenmesi gerekmektedir.
Zarar görenin veya ilgililerin sigorta şirketine yazılı başvuru yapmasından sonra sigorta şirketi 15 gün içerisinde başvuruya yazılı olarak cevap vermek zorundadır. Sigorta şirketinin 15 günlük süre içerisinde yazılı başvuru yapmaması veya verilen cevabın zarar görenin talebini karşılamaması durumunda zarar gören veya ilgililer dava açabilir veya 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunabilir. Yapılan düzenleme ile sigorta şirketlerinin daha fazla yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemesinin önüne geçilmiştir.
Kanunda, zarar görenin dava açabileceğinden veya tahkime başvurabileceğinden söz edilmiştir. ‘Zarar gören’ kavramının geniş olarak yorumlanması gerektiği kanaatindeyiz. Bazı hallerde doğrudan zarar gören dava açmaya yetkili iken bazı hallerde ise dolaylı zarar görenlerin dava açmaya yetkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla ‘zarar gören’ kavramından anlaşılması gereken dava açmaya yetkili ilgili kişilerdir.
Kanunda yapılan değişikliğe rağmen, ilgililerin sigorta şirketine yazılı başvuru yapmaksızın doğrudan dava açtığı durumda iki durum ortaya çıkabilecektir. İlk halde mahkeme dava şartı yokluğu nedeniyle davayı usulden reddedecektir. İkinci olarak mahkeme dava şartı noksanlığının giderilmesi için dava açan ilgiliye kesin süre verecektir. Verilen kesin sürede eksiklik giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verecektir. Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM) kararlarında Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 115/2 gereğince dava açan ilgiliye eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu halde BAM kararları ışığında, HMK m. 115/2’de belirtildiği üzere dava şartı noksanlığının giderilebileceğinden bahisle eksikliğin tamamlanması için kesin süre verileceği kabul edilmektedir. BAM kararlarının bu doğrultuda olma sebebi; dava şartlarının, davanın açılabilmesi için değil yargılamanın devamı için gerekli şartlar olmasıdır. Dolayısıyla buradaki noksanlık yargılamanın devamı esnasında tamamlanabilecektir. Sigorta şirketine başvurmadan doğrudan dava açan ilgililer mahkemece eksikliğin giderilmesi için verilecek kesin süreye uymadığı durumda dava usulden reddedilecektir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 14/02/2019 T., 2019/393 E. ve 2019/171 K. sayılı kararında[1]; “Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK'nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 sayılı KTK'nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.” mahkemenin dava şartı yokluğu nedeniyle doğrudan davanın usulden reddedilmemesi gerektiğine , sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun giderilmesi mümkün eksikliklerden olması nedeniyle öncelikle ilgiliye başvuruda bulunarak eksikliği tamamlaması için süre verilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Uygulamada, zarar görenin veya ilgililerin sigorta şirketine yazılı başvuru yapılması üzerine sigorta şirketi tarafından, ‘maluliyet raporu içeren sağlık raporu’ getirilmesi gerektiğine ilişkin yazılı cevap verilmektedir. Sigorta şirketleri bu yöntem ile hakkın sürüncemede bırakılmasına sebebiyet vermektedirler. Bu hallerde zarar gören ilgililer açısından KTK m. 97’de düzenlenen sigorta şirketine başvurma zorunluluğu yerine getirdiği kabul edilecektir. BAM kararları da bu doğrultuda olup mahkemenin, “verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık” olduğunu tespit ederek inceleme yapması gerekmektedir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2018 T., 2018/4018 E. ve 2018/1880 K. sayılı kararında[2]; “Somut uyuşmazlıkta dava tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK'nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça, söz konusu trafik kazası nedeniyle dava tarihinden önce davalı ____ şirketine başvuru yapıldığı, davalı ____ tarafından davacıdan maluliyet raporu talep edildiği, davacı tarafça bu talep hakkın sürüncemede bırakılması olarak kabul edilerek iş bu davanın açıldığı, İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafça sigorta şirketine ibraz edilen evrakın maluliyet durumunun tespiti için yetersiz olduğu ve istenilen sağlık kurulu raporunun ibraz edilmemesi nedeniyle başvurunun geçersiz olduğu kabul edilerek, davanın KTK'nın 97. maddesi uyarınca özel dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği görülmektedir. Ancak mahkemenin vardığı sonuç, dosya içeriğine uygun olmamıştır. Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı ____ şirketine başvuru yapıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı ____, maluliyet raporunun yetersiz olduğu gerekçesiyle başvuruya olumlu yanıt vermemiş, talebi karşılamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının sunduğu belgeleri davalı ____ şirketinin yetersiz görüp ikmal etmesini istemesi, 2918 sayılı Kanun'un 97. maddesinde dava açılması için öngörülen "verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık" olarak değerlendirilmeli ve dolayısıyla dava şartının gerçekleştiği kabul edilip yargılamaya devam edilmeli, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” Sigorta şirketi tarafından verilen cevabın talebi karşılamadığından, başvuran açısından sigorta şirketine başvuru zorunluluğu şeklindeki özel dava şartının gerçekleştiğine karar vermiştir.
Sonuç olarak; KTK m. 97’de yapılan değişiklikle, dava açmadan veya Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuru yapılması yasal bir zorunluluktur. Başvuru sonrasında sigorta şirketinin 15 günlük süre içerisinde cevap vermediği hallerde veyahut sigorta şirketi tarafından verilen cevabın talebi karşılamadığı durumlarda dava yoluna gidilebileceği gibi Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılabilecektir. İlgililerin özel dava şartını yerine getirdikten sonra dava yoluna başvurduklarında veyahut Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapacakları başvurularda evraklarını büyük bir hassasiyetle tamamlamaları önem arz etmektedir.
Saygılarımızla
Forensis Hukuk Bürosu
Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosu ile bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.