ANONİM ŞİRKETİN KENDİ PAYLARINI İKTİSABI

ANONİM ŞİRKETİN KENDİ PAYLARINI İKTİSABI

ANONİM ŞİRKETİN KENDİ PAYLARINI İKTİSABI HAKKINDA

-HUKUK BÜLTENİ-

                                               BÜLTEN TARİHİ: 16.05.2020

1. GİRİŞ

Anonim şirketin kendi paylarını iktisap etmesi ve rehin alması Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 379 vd. hükümlerinde düzenleniştir.  Yapılan değişiklikler ile birlikte Eski TTK (“eTTK”) hükümlerine kıyasla anonim şirketin kendi paylarını iktisabı yasağı yumuşatılmıştır. TTK m. 379 hükmünde “Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez…” denilmektedir. Dikkat edilirse kanun koyucu bu düzenlemede payın ortaklık tarafından iktisabını tamamen yasaklamamakta, aksine sınırlamaktadır[1]. TTK m. 397/2 hükmünde “Payların birinci fıkra hükmüne göre iktisap veya rehin olarak kabul edilebilmesi için, genel kurulun yönetim kurulunu yetkilendirmesi şarttır…” denilmektedir. İlgili madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere bir anonim şirket kendi paylarını yüzde on ile sınırlı olmak üzere ve genel kurulun yönetim kuruluna yetki verilmesi halinde iktisap edebilecektir. Bu durumda, şirketin kendi paylarını iktisap yasağı kural olarak, sermayenin yüzde doksan (%90) için geçerli olduğu ve yüzde on (%10) oranında payın “yasak dışı” olduğu söylenebilir[2].

2. ŞİRKETİN KENDİ PAYLARINI İKTİSAP EDEBİLMESİ

Anonim şirketin kendi paylarını iktisabı yasağı yukarıda da belirttiğimiz gibi TTK m. 379 hükmünde düzenlenmektedir. Bununla birlikte kanun bu yasağın belirli şartları oluşması halinde aşılabileceği durumlar öngörerek anonim şirketin kendi paylarını iktisap edebileceği durumları da düzenlemiştir. Bunlardan biri TTK m. 379 hükmünde düzenlenen ve genel kurulun yönetim kuruluna yetki vermesi gerektiği belirtilen düzenleme diğeri ise TTK m. 381 hükmünde düzenlenen ve genel kurulun yönetim kuruluna yetki vermesinin gerekmediği düzenlemedir.

2.1. Genel Kurul Tarafından Yetki Verilmesi Halinde Payların İktisabı (TTK m. 379)

2.1.1 Genel Kurul Tarafından Verilecek Yetki

Genel kurul tarafından payların iktisabı hususunda yönetim kurulu dışında başkalarının görevlendirilmesi olanaklı değildir, yönetim kurulunun böyle bir yetkiyi isteyebilmesi için herhangi bir sebep göstermesi gerekmez[3]. Genel kurul bu kararı TTK m. 418 hükmünde belirtildiği üzere adi çoğunlukla alır ancak esas sözleşme ile daha ağır bir nisap öngörülebilir[4]. Kanun alınacak bu kararın asgari içeriğini TTK m. 379/2 hükmünde emredici bir şekilde belirtmiştir[5]. TTK m. 379/2 hükmü gereği en çok beş yıl için geçerli olacak bu yetkide, iktisap veya rehin olarak kabul edilecek payların itibarî değer sayıları belirtilerek toplam itibarî değerleriyle  söz konusu edilecek paylara ödenebilecek bedelin alt ve üst sınırı gösterilir. Her izin talebinde yönetim kurulu kanuni şartların gerçekleştiğini belirtir.

Genel kurul bu yetkilendirme sırasında, fiyata ilişkin sınırlandırmalar getirebileceği gibi, piyasanın güncel durumuna, konjonktüre veya anonim ortaklığın niteliklerine bağlı kısıtlamalarda getirebilir; bu duruma örnek olarak iznin bir ay içerisinde kullanılması veya belirli bir firmanın aracı kurum seçilmesi gibi kısıtlamalar getirilmesini gösterebiliriz[6].

2.1.2 Payların İktisap Edilebilmesinin Koşulları

Genel kurul tarafından yönetim kuruluna yetki verilmesi halinde payların iktisabı belirli koşullara bağlanmıştır. Bu koşulları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Oran olarak %10 sınırını aşmama: Yukarıda değindiğimiz TTK m. 379/1 hükmü uyarınca şirketin kendi paylarını sınırlı olarak iktisap veya rehin olarak kabul etmesine artık belirli koşullar altında izin verilmektedir[7]. İlgili hüküm gereği anonim şirket kendi paylarını yüzde on ile sınırlı olmak üzere iktisap edebilecektir. Şirketin serbest malvarlığı ne kadar fazla olursa olsun, şirketin genel kurul kararı ile iktisap edebileceği kendi paylarının itibari değerlerinin toplamı, en fazla esas veya çıkarılmış sermayesinin bu miktar kadar olabilir, bu miktarı aşan iktisaplar yasaklanmıştır[8]. Burada belirtmemiz gereken diğer bir husus yüzde ondan kastın itibari değer olduğu, pazar değeri ya da borsa değeri olmadığıdır[9]
  • Şirketin net aktif miktarının yasada öngörülenden az olmaması: TTK m. 379/3 hükmü gereği iktisap edilecek payların bedelleri düşüldükten sonra, kalan şirket net aktifi, en az esas veya çıkarılmış sermaye ile kanun ve esas sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmalıdır. Bu hüküm, esas sermayenin korunması veya iade edilmemesi ilkesinin bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır[10].
  • İktisap edilecek payların bedellerinin tamamen ödenmiş olması: TTK m. 379/4 hükmü gereği sadece, bedellerinin tümü ödenmiş bulunan paylar iktisap edilebilir. TTK m. 480/1 hükmü gereği ödeme hem taahhüt edilen sermaye miktarını hem de varsa payın itibari değerini aşan primleri kapsamalıdır[11]. Pay bedellerinin tamamen ödenmiş olması koşulu, sermayenin korunması ilkesinin bir yansımasıdır, böylece şirketin hem alacaklı hem borçlu olmaması önlenir[12].

TTK m. 379 hükmü kapsamında değinmemiz gereken bir diğer husus ise ana şirketin paylarının yavru şirket tarafından iktisabı hâlidir. TTK m. 379/5 hükmünde “Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümler, ana şirketin paylarının yavru şirket tarafından iktisabı hâlinde de uygulanır…” denilerek ilgili hükümlerin ana şirketin paylarının yavru şirket tarafından iktisabı hâlinde de uygulanacağı belirtilmiştir.

2.2. Genel Kurul Tarafından Yetki Verilmeden Payların İktisabı

Şirketin kendi payını iktisap edebilmesi kural olarak genel kurul tarafından yönetim kurulunun yetkilendirilmesi halinde söz konusu olabilmektedir. Bununla birlikte istisna olarak TTK m. 381 hükmünde yönetim kurulunun genel kuruldan yetki almadan pay iktisap edebilmesi düzenlenmiştir. TTK m. 381 /1hükmü gereği bir şirket, yakın ve ciddi bir kayıptan kaçınmak için gerekli olduğu takdirde, kendi paylarını, TTK m. 379 hükmüne göre genel kurulun yetkilendirmeye ilişkin kararı olmadan da iktisap edebilir. İlgili düzenleme dikkat edilirse, sadece genel kurul tarafından yetkilendirme bakımından bir istisna öngörmektedir[13].

Yakın ve ciddi tehlike ifadesi ile kastedilen şirketin kendi hisselerini satın alarak zararını denkleştirme dışında başka şekilde kurtulması mümkün olmayan bir durumun var olmasıdır, hisselerin borsadaki fiyat dalgalanmasının önlenmesi bu hususta bir sebep teşkil etmez[14]. Bununla birlikte borsada gerçekleşen fiyatı yönlendirici, yapay fiyat oluşturucu “operasyon” niteliğindeki hareketlere karşı önlem alınması için yapılacak iktisaplar bu kapsamda değerlendirilebilir[15]

TTK m. 381/2 hükmü gereği payların bu yolla iktisabı halinde yönetim kurulu genel kurula iktisabın sebebi ve amacı, iktisap edilen payların sayıları, itibari değerlerinin toplamı, sermayenin ne kadarını temsil ettiği ve bedeli ile ödeme şartları hakkında yazılı bilgi verir.

2.3. İktisap Yasağının İstisnaları

TTK m. 382 hükmünde “istisnalar” başlığı ile anonim şirketin kendi paylarını iktisabı yasağına “beş maddelik katalog” halinde istisnalar öngörülmüştür[16].  Bu istisnaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Esas veya çıkarılmış sermayesinin azaltılmasına ilişkin 473 ilâ 475. madde hükümlerini uygulanması,
  • Küllî halefiyet kuralının gereği olması,
  • Bir kanuni satın alma yükümünden doğması,
  • Bedellerinin tümü ödenmiş olmak şartıyla ve cebrî icradan, bir şirket alacağının tahsili amacına yönelik olması,
  • Şirketin menkul kıymetler şirketi olması.

Bu hallerin bulunması halinde anonim şirket herhangi bir sınırlamaya, izine veya başka bir şarta bağlı olmaksızın kendi paylarını iktisap edebilir, bu haller anonim şirketin kendi paylarını iktisap yasağının mutlak istisnalarıdır[17].  Bununla birlikte TTK m. 383 hükmünde “Bir şirket, bedellerinin tamamı ödenmiş olmak şartıyla, kendi paylarını dâhil ivazsız iktisap edebilir.” denilerek ivazsız iktisabın bu istisnai hallere olduğu öngörülmüştür. Bununla birlikte TTK m 384 hükmü gereği ivazsız olarak iktisap edilen bu payların %10’u aşan kısmı ortaklık için herhangi bir kayba yol açmadan devirleri mümkün olur olmaz ve her durumda iktisaplarından itibaren üç yıl içerisinde elden çıkartılırlar. Aynı zamanda TTK m. 383/2 hükmü gereği bu istisna yavru şirket, ana şirketin paylarını ivazsız iktisap ettiği takdirde de kıyas yoluyla uygulanır.

3. YASAĞA AYKIRILIĞIN SONUÇLARI

TTK m. 385 hükmü gereği TTK m. 379 ila 381 hükümlerine aykırı bir şekilde iktisap edilen veya rehin olarak alınan paylar, iktisapları veya rehin olarak kabulleri tarihinden itibaren en geç altı ay içinde elden çıkarılır ya da üzerlerindeki rehin kaldırılır. Kanun koyucunun burada butlan öngörmemesinin nedeni özellikle borsada yapılan iktisapların çözümü güç sorunlar yaratmasıdır; çünkü bu durumda işlem baştan itibaren gerçekleşmemiş sayılır ve borsada satış yapanlar aldıkları paraları iade etmek zorunda kalırlar[18]. Şayet yönetim kurulu kanuna aykırı olarak pay iktisap ederse ve altı ay içerisinde payları devretmezse yönetim kurulu üyelerinin TTK m. 553 hükmü gereği sorumluluğu ortaya çıkar[19].

4. SONUÇ

TTK m. 379 hükmü ile düzenlenen anonim şirketin kendi paylarını iktisap etme yasağı eski düzenlemeye göre yumuşatılmış ve niteliği itibari ile mutlak bir yasak olarak öngörülmemiştir, daha ziyade şirketin kendi paylarını iktisap edebilmesi kanun hükümleri ile belirli şartlara bağlanmıştır. TTK m. 379 ve m. 381 hükümlerinde belirtilen bu şartlar genel kurulun yönetim kuruluna yetki vermesi ve bu şekilde payların iktisap edilmesi hali ile yönetim kurulunun genel kuruldan yetki almadan payları iktisap etmesi hali olarak iki başlıkta değerlendirilmiştir. Bununla birlikte kanun anonim şirketin kendi paylarını iktisap etme yasağını mutlak istisnalar da öngörmüştür. Tüm bunlarla birlikte yasağa aykırı yapılan pay iktisabının belirli sonuçları olduğunu da belirtmemiz gerekir.

Saygılarımızla

Forensis Hukuk Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosuyla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.


[1] Şener, Oruç Hami, Ortaklıklar Hukuku, 4. Baskı, Ankara 2019, s. 396.

[2] Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku Şerhi, C. II, 3. Baskı, Ankara 2018, s. 1224.

[3] Şener, s. 396.

[4] Tekinalp, Ünal (Poroy, Reha/Çamoğlu, Ersin), Ortaklıklar Hukuku, C. I,  13. Baskı, İstanbul 2014, s. 586.

[5] Tekinalp, s. 586.

[6] Şener, s. 396.

[7] Pulaşlı, s. 1234.

[8] Ayan, Özge, “Anonim Şirketin Genel Kurur Kararı İle Kendi Paylarını İktisap Etmesi veya Rehin Almasının Koşulları”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 8, Ocak-Nisan 2013, s. 202.

[9] Şener, s. 396.

[10] Pulaşlı, s. 1235.

[11] Ayan, s. 214.

[12] Ayan, s. 214.

[13] Şener, s. 397.

[14] Pulaşlı, s. 1236.

[15] Şener, s. 397, Pulaşlı, s. 1236.

[16] Pulaşlı, s. 1237.

[17] Tekinalp, s. 599.

[18] Şener, s 399.

[19] Şener, s. 399.

tanıtım filmi