EVLİLİK SEBEBİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

EVLİLİK SEBEBİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

EVLİLİK SEBEBİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ HAKKINDA

-HUKUK BÜLTENİ-

                                               BÜLTEN TARİHİ: 29/05/2020

GİRİŞ: Bilindiği gibi; 22/05/2003 kabul tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu (“İşK”) uyarınca işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemiştir. Ancak, 1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun (“eİşK”) 14. maddesindeki kıdem tazminatı hakları hala yürürlükte olmaya devam etmektedir. İşbu Hukuk Bültenimizde eİşK uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılan durumlardan biri olan “Evlilik Sebebiyle İş Sözleşmesinin Sona Ermesi” hususu ve buna bağlı olarak işçinin hangi haklara sahip olduğu ele alınacaktır.

EVLİLİK SEBEBİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ HAKKINDA

eİşK’nun hala yürürlükte olan 14. Maddesinin 1. fıkrasının 5. bendi aynen; “… kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. …”denilmektedir. Madde hükmü ele alındığında, işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için belli başlı şartların varlığı aranmaktadır. Bu şartlara bakıldığında;

a) İşçinin Kadın Olması Koşulu: Maddenin hükmünde de açıkça belirtildiği gibi; kanun, evlilik sebebiyle iş sözleşmesini sona erdirip, buna bağlı olarak kıdem tazminatını talep etme hakkını yalnızca kadın işçiye vermektedir. Her ne kadar bu durum doktrinde Anayasa’nın 10. Maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırılık açısından bir takım fikir ayrılıklarına sebep olmaktaysa da söz konusu eşitlik ilkesine aykırılık iddiası ile açılan dava AYM’nin 19/06/2008 tarihli, 2006/156 E. ve 2008/125. K. Sayılı kararıyla iptal isteminin reddi şeklinde hükme bağlanmıştır.

b) Süre Koşulu: Madde hükmünde “… kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde…” denilerek söz konusu fesih şeklini belli bir süreye bağlamaktadır. Buna göre kadın işçi evlilik sebebiyle ancak ki evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde iş sözleşmesini feshetme hakkına sahiptir. Kanunda açıkça belirtilmemiş olsa da bahsi geçen evlilik tarihi resmi nikahın kıyıldığı tarih olarak düşünülmelidir.

c) Kadın İşçinin Talebiyle Olması Koşulu: Evlilik sebebiyle iş sözleşmesini feshetmek isteyen kadın işçi, madde hükmünde de belirtildiği üzere bu talebini, işverene kendi arzusuyla ve evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde yazılı olarak belirtmelidir. Her ne kadar madde hükmünde feshin şekli üzerinde durulmamış olsa da kadın işçinin evlendiğini kanıtlaması bu fesih türünde son derece önemlidir. Kadın işçi işverene sunacağı dilekçe ve/veya noter kanalıyla işverene göndereceği bir ihtarnameye, evlilik sebebiyle sözleşmesini sona erdirdiğini belirtip, ilgili yazısına evlendiğini belgeleyen evrakın fotokopisini ekleyerek iletmelidir. Zira bu şekilde yapılan fesih işlemi sonrasında, olası bir dava açma ihtimalinde ispatı mümkün kılacaktır.

Yukarıdaki koşulların sağlandığı hallerde, istifadan farklı olarak işveren tarafından kadın işçinin kıdem tazminatı da ödenmek suretiyle sözleşmesinin sona erdirilmesi gerekecektir. Bunun yanı sıra, kıdem tazminatına hak kazanan kadın işçinin ayrıca ihbar önelini beklemesi ve/veya ihbar tazminatını ödemesi gerekmeden derhal fesih işlemleri yapılacaktır. Kıdem tazminatı dışında kalan hak ve/veya sair işçilik alacaklarının da koşulların uyduğu hallerde kadın işçiye ödenmesi gerekecektir.

Uygulamada sıkça tarafımıza sorulan soruların başında, bu şekilde iş sözleşmesini fesheden kadın işçinin başka bir işyerinde çalışıp çalışamayacağı yer almaktadır. Doktrinde bu konuda tartışmalar olsa da Yargıtay’ın vermiş olduğu karar doğrultusunda, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesinin, başka bir işte çalışmasında bir engel yaratmadığı yönündedir. Yargıtay işbu konuya ilişkin olarak verdiği kararında aynen;

“Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir[1].” hükmüne yer vermektedir.

Uygulamada sürekli karşılaştığımız bir başka soru ise; belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin işbu hükümden yararlanıp yararlanmayacağı ile ilgilidir. İşbu konuya ilişkin olarak ise Yargıtay verdiği kararında aynen; “… 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinin 1. fıkrasında, işçi kadının evlendiği tarihten bir yıl içerisinde kendi arzusu ile hizmet sözleşmesini feshetmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı belirtilmiştir. Dairemizin uygulamasına göre, süresi belirli hizmet akitlerinde de süresi belirsiz hizmet akitlerinde olduğu gibi, kadın işçinin evlenmesi halinde kıdem tazminatı istemeye hakkı vardır. Hizmet sözleşmesinin yeni dönem için işverence yenilenmesi teklifini kendisine verilen sürede davacının cevaplandırmamış olması, iş akdini fesih anlamına gelmediği gibi, Yasanın kendisine evlenme nedeniyle tanımış olduğu kıdem tazminatı isteme hakkını ortadan kaldırmaz. Bu hususlar gözetilmeden aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.[2]“ şeklinde hüküm oluşturmuştur.

SONUÇ OLARAK: eİşK’nun hala yürürlükte olan 14. Maddesi gereği kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi halinde işveren tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapılmalıdır. Bahsi geçen evlilik tarihi resmi nikahın gerçekleştiği tarih olarak düşünülmeli ve bir yıllık süre bu şekilde hesaplanmalıdır. Kadın işçinin bu şekilde iş sözleşmesini sona erdirmek istemesi halinde ihbar önelini beklemesi ve/veya ihbar önelini beklememek için çalışma süresine göre ihbar tazminatı ödemesi gerekmeyecektir. Başka bir deyişle; kadın işçinin iş sözleşmesi işbu irade beyanını belirttiği anda sona erecek ve kıdem tazminatının yanı sıra koşullarını sağladığı durumlarda diğer hak ve/veya sair işçilik alacaklarına da hak kazanabilecektir.  

Saygılarımızla

Forensis Hukuk Bürosu

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosuyla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.


[1] Yarg. 22. HD., 18.10.2015, E.2015/23042 K. 2015/27860.

[2] Yarg. 9. HD., 29.4.1993, E. 1992/12219 K. 1993/7209. (Erişim Tarihi: 29.05.2020)