SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ TARAFINDAN VERİLEN KARARLARIN TEMYİZE TABİ OLDUĞU YÖNÜNDEKİ İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI HK.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ TARAFINDAN VERİLEN KARARLARIN TEMYİZE TABİ OLDUĞU YÖNÜNDEKİ İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI HK.

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ TARAFINDAN VERİLEN KARARLARIN TEMYİZE TABİ OLDUĞU YÖNÜNDEKİ İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI HK.

-HUKUK BÜLTENİ-

BÜLTEN TARİHİ: 16.11.2020

  1. Giriş

5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30’uncu maddesi ile Sigorta Tahkim Komisyonu kurulmuş, uyuşmazlıkların çözümü kendine özgü bir usule tabi tutulmuştur. Maddenin 12’nci fıkrasında kanun yollarına ilişkin “…Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırkbin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırkbin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir. Her halükârda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 533 üncü maddesi hükümleri saklıdır. Temyize ilişkin usûl ve esaslar hakkında Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu uygulanır” hükmü bulunmaktadır. Ancak, 20.07.2016 tarihinden itibaren faaliyete geçen Bölge Adliye Mahkemeleri ile “istinaf” kanun yolunun hukuk sistemine girmesi nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 40.000 Türk Lirası üzerindeki kararlar için başvurulması gereken kanun yolunun temyiz mi yoksa istinaf mı olacağı noktasında Yargıtay Hukuk Daireleri arasında ve doktrinde görüş ayrılıkları oluşmuştur.

  1. Tartışmaya Konu İçtihatlar

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018 yılında verdiği çeşitli kararlarda ve Hukuk Genel Kuruluna sunduğu görüşte özetle; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi sonrasında (13.06.2012) 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12’nci maddesinde yapılan değişiklikle İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararlara karşı temyiz yoluna gidilebileceğinin belirtilmesi, HMK’nın 439’uncu maddesinde tahkim kararlarının iptaline ilişkin verilen kararlarda temyiz yolunun öngörülmesi ve HMK’nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar arasında hakem heyeti veya İtiraz Hakem Heyeti kararlarına yer verilmemesi sebepleriyle başvurulabilecek kanun yolunun temyiz olduğu sonucuna varmıştır.

Diğer yandan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2017 yılında verdiği çeşitli kararlarda ve Hukuk Genel Kuruluna sunduğu görüşte özetle; bölge adliye mahkemelerinin kuruluşu ile iki dereceli yargılamaya geçme amacı güdüldüğü, istinaf aşamasında hem maddi hem de hukuki denetim yapıldığından birtakım eksikliklerin giderilebildiği, doğrudan temyiz yolu kabul edildiği takdirde bölge adliye mahkemelerinin görevinin Yargıtay’a yükletileceği, Sigorta Tahkim Komisyonunun kendi içyapısında yer alan iki dereceli yargılama ile HMK’da öngörülen iki dereceli yargılamanın gerçekleştirilemeyeceği gerekçeleriyle Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararlara karşı öncelikle istinaf yoluna başvurulması gerektiğini belirtmektedir.

  1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun (“YİBHG”) Kararı

YİBHG 2019/4 E., 2020/1 K., 19.06.2020 T.li kararında (RG: 11.11.2020, 31301) öncelikle sigorta tahkiminin kendine özgü kurumsal işleyişini açıklayarak iç tahkimden farklı olduğu alanlara vurgu yapmıştır. Buna göre iki uyuşmazlık çözüm mekanizması arasında, tahkim süresi (HMK m. 429), dava ve davaya cevap (HMK m. 428), duruşma yapılması (HMK m. 429), tarafların duruşmaya katılımı, delil toplanması (HMK m. 432), karar verilmesi, tahkim yargılamasının sona ermesi (HMK m. 435), hakem kararlarının şekli, içeriği ve saklanması (HMK m. 436), tebliği (HMK m. 438) konuları başta olmak üzere ayrıksı düzenlemeler bulunmaktadır. Ek olarak, taraflar arasında herhangi bir yazılı tahkim anlaşması olmasa ve ilgili kuruluş sigorta tahkim sistemine üye olmasa dahi zorunlu sigortalarda hak sahipleri, hatta zarar gören üçüncü kişiler bile tahkim usulüne başvurabilmektedir.

YİBHG, konu hakkında karar verirken yukarıda sayılan farklılıklara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kararda, kanun koyucunun temyiz yolunu özellikle öngörmek istediği şu şekilde açıklanmaktadır:

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda lafzen açıkça “temyize gidilebilir” ve “temyiz yolu açıktır” ibarelerine yer verilmiş, Kanun’un gerekçesinde ise bu düzenlemenin kaynağı, nedenleri ve amaçları açıkça belirtilmiştir. Kanun koyucu bu düzenlemeyi Alman ve İsviçre uygulamasında mevcut olan “sigorta ombudsmanlığı” uygulamasından esinlenerek yaptığını, sigorta uyuşmazlıklarını kısa sürede, kolayca ve ekonomik olarak, konunun uzmanları ile çözmeyi amaçladığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla yorum yapılırken hem kanunun lafzı (sözü), hem de düzenlemenin sübjektif tarihsel amacı ve kanun koyucunun sigorta uyuşmazlıklarını hızlı, ekonomik ve genel yargı sistemi dışında kolayca çözme konusundaki özel amacı ve iradesi bir başka deyişle hükmün ratio legis’i ruhu (özü) göz önünde bulundurulmalıdır.”

YİBHG’ye göre kanun koyucu açık bir biçimde tercihini temyizden yana kullanmıştır. HMK’nın 439. maddesinde yer alan hakem kararlarının iptali düzenlemesine atıf yapmak yerine 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde dört durumu ayrıca düzenlemesi suretiyle kanun koyucunun sigorta tahkimini iç tahkimden ayırarak farklı bir sistematik tercihinde bulunduğu görülmektedir. Kanun koyucu, Sigortacılık Kanunu’nda yaptığı düzenlemeler ile sigorta tahkimini kendi içerisinde ilk derece-istinaf sistemine benzer şekilde iki dereceli olarak düzenlemiştir. Konunun uzmanlarından teşekkül eden İtiraz Hakem Heyeti maddi vakıa ve delil denetiminde bulunarak verilen kararı hukuka uygun bulmazsa kaldırarak yeniden karar tesis etmesi mümkündür.

Kanun koyucu hızlı ve ekonomik bir çözüm yöntemi izleyerek tarafların sigorta tahkimine olan güvenini artırmayı amaçlamaktadır. Temyiz yolunda ısrar edilmesinin ana sebebi, esastan denetim ihtiyacının İtiraz Hakem Heyeti tarafında karşılanması ve istinaf yolunun kabul edilmesi halinde ortaya çıkacak 4 basamaklı uygulamanın sigorta tahkiminden amaçlanan menfaatleri akamete uğratabilecek olmasıdır.

  1. Sonuç

 

YİBHG kararı ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararlarına karşı izlenecek kanun yolu hususundaki belirsizlik ortadan kalkmıştır. Sonuç olarak;

  • Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararlardan 5.000 (beş bin) Türk Lirasına kadar olanlar kesindir.
  • 5.000-40.000 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin kararlar Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraza tabidir.
  • 40.000 Türk Lirası ve üzeri değere sahip uyuşmazlıklarda ise İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı temyiz başvurusunda bulunulabilecektir.

 

Not: Bültenimizde yer verilen açıklamalar, ilgili mevzuat çerçevesinde konuyu genel hatlarıyla ele alır tarzda hazırlanmıştır. Size özel detaylı bilgi için bir hukuk bürosuyla bağlantıya geçmenizi tavsiye ederiz.